İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
ayak uydurmak | kendi gidiş ve davranışını başkasınınkine benzetmek – | |
ayak yapmak | Ayak koşmak | deyim |
ayakaltı | Gelip geçenlerin çok olduğu yer – Aka Gündüz | |
ayakbastı parası | Hapishanelerde koğuş ağaları tarafından yeni gelenlerden alınan haraç – | |
ayakçak | Merdiven basamağı | |
ayakçı | hilebaz, dümenci, yalancı | sıfatisim |
ayakkabılarını çevirmek | bazı davranışlarla konuğu gitmeye zorlamak | |
ayaklanmak | Toplu bir biçimde zor ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmek | |
ayaklar kokmak | (Belirli bir yalan, hile vb.) Artık eskimek | deyim |
ayakları önde gitmek | (Bir yerden) Ölüsü çıkmak | deyim |
ayakları yerden kesilmek | çok sevinmek, sevinçten havalara uçmak – | |
ayakta | Kolayca, hemen – Baskın Oran | zamirayakta kalmak |
ayakta kalmak | yıkılmamak, çökmemek – Erendiz Atasü | |
ayar | Bir iş veya bir davranışta gereken ölçü – Gülseren Adaklı | |
ayar vermek | olayların istenilen doğrultuda gelişmesi için girişimde bulunmak – | |
ayarı bozuk | Ahlak, karakter veya aklı yerinde olmayan – | |
ayarlamak | İşleri birbiriyle çatışmayacak veya zamanında bitirecek bir biçimde düzenlemek | |
ayarsız | Davranışları ölçüsüz – | |
ayarsızlık | Tutarsız ve dengesiz olma durumu – | |
ayaz | Kötü, fena, elverişsiz (durum, şey) | sıfatisim |
ayaz paşa kol geziyor | "dışarıda çok soğuk var" anlamında kullanılan bir söz | |
ayaz paşa kola çıkmak | eski. Hava soğumak; hava sıcaklığı çok düşmek | deyim |
ayazağa | Somurtkan, soğuk (kimse) | isim |
ayazda kalmak | boş yere beklemek | |
ayazlamak | Boş yere beklemek, eline bir şey geçmemek | fiil |
ayı yavrusu ile oynuyor | iri ve yetişkin birinin ufak tefek birine, bir çocuğa el şakası yapması veya gücünü onda denemesi karşısında söylenen bir söz | |
ayıcı | (Futbol vb. oyunlarda) Çok sert oynayan, kırıcı (oyuncu) | sıfatisim |
ayıcılık | Çevresindekilere kaba ve sert davranarak şaka yapma işi – | isim |
ayık | Alkol kullanmayı tamamen bırakmış kimse | |
ayıklamak | (Birisiyle) Aktif olarak cinsel ilişkiye girmek, (birisini) okşamak, sevmek – Süavi Süalp | fiilsayıklamak |
ayıkmak | anlamak | |
ayılmak | Aklı başına gelip gerçeği görmek; ayıkmak, aymak – | |
ayınga | Kaçak tütün | isim |
ayıngacı | Tütün kaçakçısı | isim |
ayıp kaçmak | uygun düşmemek – | |
ayıp sallamak | (Birisi) Kendisinden beklenmeyen bir davranışta bulunmak, ayıp etmek | deyim |
ayıpsın | Ayıp ettin anlamında söylenir | deyim |
ayıtmak | (Birisinin) Dikkatli, uyanık davranmasını sağlamak; bir şeyin farkına varmasını sağlamak; uyandırmak | fiil |
ayidis | A.I.D.S. hastalığı | isim |
aykırı | Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen – | sıfat |
aylamak | Bir aylık süreyi geçirmek | |
aylanmak | Bir yerin çevresinde dolanmak | |
aylı | gebe | |
aymak | ayılmak – | |
ayna | İyi bir durumda | |
aynacı | hileci | |
aynacılık | hilecilik | |
aynagöz | açıkgöz – | |
aynalamak | Anlamak, kavramak | fiil |
aynalı | Parlak yüzlü, yakışıklı, güzel olan – | sıfataynalık etmek |