| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  cacık | mastürbasyon | |
|  cacık bile olmamak | Hiçbir işe yaramamak, hıyar bile olamamak | deyim | 
|  cacık mı? | Birisinin söylediği sözün anlamsız, geçersiz olduğunu belirtmek için kullanılır | deyim | 
|  cacık olmak | Dengesini yitirmek; kendisinden geçecek hale gelmek | deyim | 
|  cacıklık | Aptal, bön kimse; hıyar | isim | 
|  caddeyi tutmak | korkulu bir durumda başını alıp gitmek, uzaklaşmak – | |
|  cağralık | isimcıgaralık  | |
|  caka | gösteriş – | |
|  caka satmak | gösteriş yapmak – | |
|  cakacı | Gösteriş meraklısı, fiyakacı | sıfatisim | 
|  cakalanmak | caka satmak – | |
|  cakalı | Gösterişli | sıfatcaka  | 
|  cam göz | Gözü takma olan | |
|  cam işi | isimcamcılık  | |
|  cam kırmak | yanlış bir şey yapmak, yanlış bir şey söylemek, pot kırmak | deyim | 
|  camcı | Evin içini pencereden gözetleyen kimse | isimcamcılık  | 
|  camcılık | Evin içini pencereden gözetleme | isimcam işi  | 
|  camekân | gözlük – | isim | 
|  cami | Çok kalabalık yer | isim | 
|  camici | Özellikle camilerde iş gören hırsız, yankesici | isimmuslukçu  | 
|  camiden gelmek | (Hapishaneye) suçsuz olarak gelmiş olmak | deyim | 
|  camili | eski beş yüzlük kâğıt para | isim | 
|  camlaşmak | Duygusuz bir duruma gelmek, duygusunu yitirmek – Tarık Buğra | |
|  camperlemek | gitmek | fiil | 
|  can alıcı | Kahredici, kendinden geçirici, aşırı çekici – | |
|  can can | İstanbul'un Cankurtaran semtindeki zührevi hastalıklar hastanesi | deyim | 
|  can feda | Çok imrenilen iyi veya güzel şeyler, davranışlar karşısında söylenen bir söz; can kurban – | |
|  can kurban | can feda – | |
|  canavar | köpek balığı – Sait Faik Abasıyanık | |
|  canavarlaşmak | Korkunç, ürkütücü bir durum almak – | |
|  candan yürekten | içtenlikle – | |
|  canevi | En duyarlı yer; kalpgâh – | |
|  cangıl | Kalabalık, düzensizlik vb.nin yol açtığı karışıklık | |
|  canı burnunda | Çok yorgun ve bezgin olan – Cengiz Tuncer | |
|  canı cebinde | Bitkin, hasta, çok zayıf, ölümle karşı karşıya olan (kimse) | |
|  canına okumak | berbat ve perişan etmek – | |
|  canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün) | kızgınlık ve öfke belirten bir söz – | |
|  canına yandığım (veya yandığımın) | sevgi, hayranlık, öfke vb. duygular anlatan bir söz – | |
|  canını cehenneme göndermek (veya yollamak) | öldürmek – | |
|  cani | Acımasız, gaddar olan | |
|  cank | uyuşturucu madde | isim | 
|  cank yapmak | damardan uyuşturucu madde (eroin) zerk etmek | deyimcank  | 
|  canki | uyuşturucu bağımlısı; eroin bağımlısı, eroinman | isim | 
|  cankurtaran | öğrenci için teneffüs, ders arası | isim | 
|  cankuş | Aynı kadınla cinsel veya duygusal ilişki yaşamış iki erkek | |
|  canlandırmak | Yoğunluk, etkinlik kazandırmak – | |
|  canlanmak | Etkinliği artmak, hareketlilik kazanmak; yenilenmek | |
|  canlı canlı | Heyecan içinde – | |
|  canlılık | Neşeli, hareketli olma durumu – | |
|  cansız | İlgi uyandırmayan, sönük olan – Avni Elevli | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.