| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  janti | Güzel, şık, havalı, gösterişli olan (kimse) | |
|  japon | eski. Elli liralık kâğıt para. | isim | 
|  jest yapmak | hoşa gidecek bir görüş açıklamak veya bir davranışta bulunmak | |
|  jeton düşmek | Anlamak; farkına varmak. Bir şeyi biraz geç anlamak; gecikerek fark etmek. | deyim | 
|  jeton geç düşmek | konuşulan veya sözü edilen konuyu geç anlamak, geç intikal etmek – | |
|  jikola | Bir kadınla parası için düşüp kalkan, cinsel ilişkiye giren erkek; jigolo. | isim | 
|  jilet olmak | İçkinin, uyuşturucunun etkisiyle çok esrimek, çok sarhoş olmak. | deyim | 
|  jiletçi | Yankesici; avının giysisini jilet kullanarak kesip parasını, cüzdanını çalan kimse. | isimkeski  | 
|  joint | Esrarlı sigara. | isim | 
|  jojo | Bakınız SEN JOJO. | |
|  jokey | Bakınız COKEY. | |
|  jüt olmak | Aşırı sarhoş olmak; kendisinden geçecek kadar esrimek. (Jüt sözcüğü, sarhoşların çıkardığı bilinçsiz sesleri yansılayan bir hece olabilir.) | deyim | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.