İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
aa | Polis aracı, polis otomobili | isim |
abanmak | Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak | fiil |
abanoz | (İstanbul Beyoğlu ilçesinde genelevlerin bulunduğu sokağın adından) Genelev, kerhane – Samim Aşkın | isimabanozlaşmak |
abanoza dönmek | (Birisi) Sürekli olarak aşağılık biçimde davranmak, adilik etmek | deyim |
abanozlaşmak | Sürekli olarak aşağılık biçimde davranmak, adilik etmek. | |
abaso | Altta bulunan; aşağıda (olan); alta, aşağıya | sıfatzarf |
abayı yakmak | Âşık olmak, sevdalanmak, sevmek | |
abaza | ||
abaza çekmek | (Erkek için) mastürbasyon yapmak – | |
abazan | Uzunca bir süre cinsel ilişkide bulunmadığı için cinsel isteği artmış, azmış (kimse) – Orhan Pamuk | |
abazan döküntüsü | cinsel açlık çeken erkek | |
abazan köyün dişi eşeği | cinsel açıdan kullanılan aptal ve bön kadın | |
abazanlaşmak | Cinsel ilişkiden uzun süre uzak kalmış olmak | |
abazanlık | Abazan olma durumu | isimabazan |
abazanlık çekmek | Abazan durumunda olmak, abazan durumu sürüp gitmek | |
abdal dili | Anadolu'nun bazı yörelerinde, Yörüklerin kullandığı gizli dil | bileşik isim |
abdestini vermek | birini azarlamak | |
abduş | ||
abeci | Aptal, sersem denecek kadar saf, bön, ahmak, şaşkın (kimse) | |
abem | "Ağabeyim, ağabeyciğim" anlamında hitap olarak kullanılır | deyim |
abidik gubidik | Saçma, saçma sapan | deyim |
abiş | "Ağabeyciğim" anlamında kullanılan bir söz – | |
abla | Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın; çaça, mama – Memduh Şevket Esendal | |
ablacı | (Kadın için) Eş cinsel – | |
ablacılık | Kadınlar arası eş cinsellik | isim |
ablavut | Bön, aptal, sersem (kimse) – | |
abliyi bırakmak | Şaşırıp ne yapacağını bilememek, soğukkanlılığını yitirip davranışlarını kontrol edememek | deyim |
abliyi bırakmak (veya kaçırmak veya koyvermek) | Şaşırıp ne yapacağını bilememek, soğukkanlılığını yitirip davranışlarını kontrol edememek | |
aborda etmek | bir kimseye veya bir şeye sokulmak, yanaşmak, yaslanmak | |
aborda olmak | bir kimseye veya bir şeye sokulmak, yanaşmak, yaslanmak | |
abu | abo | |
abula etmek | Çalmak, aşırmak | |
abulabut | ||
abuli | Aptal, düşüncesiz, kafasız | sıfat |
abullabut | Söz ve davranışlarında incelikten yoksun olan (kimse) – | sıfatisim |
abus | İnsana baskı yapan, olumsuz etki eden – | |
abuse etmek | Durmak, duraklamak | |
abuş | Aptal, bön (kimse, özellikle erkek). | sıfatisim |
abuzambak | Garip sözler söyleyen, tuhaf hareketlerde bulunan (kimse) | |
abuzamzak kayabaşı | saçma sapan, sıkıntı yaratan söz | |
abuzettin (bey) | Züppe | deyim |
acayip | Pek, çok, iyi, iyice | sıfat |
acemi | idmansız | |
acemi çaylak | Deneyimsiz, toy, beceriksiz kimse – | |
acemi itle bok yemek | deneyimsiz biri ile sonunda zarar edileceği belli olan bir işe girişmek | |
acı acı | Üzüntülü bir biçimde, dokunaklı olarak – Esat Mahmut Karakurt | |
acı badem | Açıkgöz, kurnaz, akıllı | deyim |
acı çekmek (veya duymak) | üzülmek, üzüntü içinde kalmak – | |
acı gerçek | İstenmediği hâlde karşılaşılan sıkıntılı durum – Yaşar Dağlar | |
acıdı mı? | deyimacittim mi |