Çevrim İçi Türkçe Argo Sözlüğü
uydurmak
fiilayak uydurmak
- Yolunu bulup elde etmek, sağlamak, bulmak, tedarik etmek
- Cinsel birleşmede bulunmak
- içki içmek; gizlice içki içmek
-Ramazan onu birkaç gün örseledi, ama, sonra doktorlar birkaç konyağa kadar izin vermişler... iftarla karışık... Uyduruyor!.. (Ahmet Rasim, Ramazan Sohbetleri)
- (bir erkek) birisini cinsel ilişkide kullanmak, düzmek
Hacivat- Bizim arka sokakta Ekemekizâdelerin kızı var, onu sana uyduralım. Karagöz- Bana uyduracağına babana uydur! Hacivat-Canım, öyle değil! (Karagöz, Büyük Evlenme)
Şimdi gece oldu mu, cümlesi bir yuvarlak yorganın altına giriyorlar, anadan doğma soyunup... işte o yorganın altında eline geçen eline geçeni uyduruyor. (Kemal Tahir, Dam Ağası)
- (herhangi bir yere) işemek. dışkılamak
Karagöz- Geçen akşam basur sıkıştırdı, uydurdum ha-sıraaa! (Karagöz, Kanlı Nigâr)