İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
vadesi gelmek (veya dolmak) | ömrü sona ermek, eceli gelmek | |
vagoncu | özellikle trenlerde faaliyet gösteren yankesici | isim |
vagonculuk | vagon-cu'nun (bakınız) yaptığı iş; trenlerde yapılan yankesicilik | isim |
valde | eski. hamam külhanı | isim |
valiçya | çanta; bavul, valiz | isim |
vallah billah cebi | kişinin görünen, göz önündeki cebi, parası | deyim |
vanilyalı | iyi, hoş | sıfat |
vapur | sarhoş, çok sarhoş kimse | isim |
varagele | belirsizlik – | |
varakpare | mektup | |
varda | 'dikkat edin, savulun, çekilin' anlamında kullanılır | ünlem |
vardakosta | İri yarı ve gösterişli (kadın) – | sıfat |
vardik | don, külot | isim |
variyet | zenginlik | |
varyemez | cimri | |
vaşington | (kadında, kızda) meme, göğüsler | isim |
vatan borcu | askerlik – | |
vay anam! (veya anasını! veya canına!) | "çok şaşılacak şey" anlamında kullanılan bir söz – | |
vay babacımcı, vay vaycı | bakınız babacımcı | deyimbabacımcı |
vayb | uyuşturucu maddenin kişide yarattığı esrime, duyarlık, titreme | isim |
vaybabamcı | Kalabalıkta hızla çarptığı kişiye kazayla çarptığını söyleyip özür dilerken karşısındakinin cüzdanını çekip alan kimse | |
vaybabamcılık | Vaybabamcının işi | |
vazo | edilgin eşcinsel erkek | isim |
veledizina | piç | |
ver etmek | sürekli dövmek; sakınmadan, usanmadan dövmek | deyim |
verek | edilgin eşcinsel (erkek) | sıfatisim |
verici | edilgin eşcinsel (erkek) | sıfatisim |
vermek | Cinsel yönden kendisini kullandırmak | |
vesikalı | Genelevde çalışmak için elinde resmî izin kâğıdı bulunan (kadın) – | |
vın | 'kaçma, hemen gitme, derhal ortadan kaybolma' anlamında söylenir | ünlem |
vınlamak | kaçmak, hızla savuşmak, hemen ortadan kaybolmak | fiil |
vırvır | fahişe, orospu | isim |
vız gelip tırıs gitmek | önemsememek, aldırış etmemek – | |
vız gelmek | pek önemsiz görünmek – | |
vızıldamak | Hafif sesle ve bezdirici biçimde yakınmak, sızlanmak – | |
vızıltı | Hafif sesle ve bezdirici biçimde yakınma, sızlanma – | isim |
vidaları gevşemek | kendini tutamayıp çok gülmek | |
vilispit | sarhoş, sarhoşlamaya başlamış (kimse) | sıfatisim |
viraj almak | yalan söylemek | deyim |
vites | erkeklik organı, penis | isim |
vites büyütmek | işleri hızlandırmak | |
vites değiştirmek | elini pantolon cebine sokarak penisin yerini değiştirmek; erkeklik organını sağdan sola, soldan sağa almak | deyim |
vites küçültmek | işleri yavaşlatmak | |
vitrin | (kadında, kızda) önden görünüm, özellikle memeler, göğüsler | isim |
vitrinci | Alışveriş yapmaksızın vitrinlere bakmayı seven kimse | |
vizita | fahişe ile müşterisi arasında, belirli bir bedelin karşılığı olan bir kerelik cinsel ilişki | isim |
vizita etmek | (müşteri) fahişe ile bir kere cinsel ilişkide bulunmak; fahişeyle yatmak | deyim |
voli | vurgun – | |
voli çevirmek | tuzağa düşürmek – | |
voli vurmak | vurgun vurmak |