| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  maltız | dolandırıcı | isim | 
|  mama | abla | |
|  mamaker | arkadaş(lar), dost(lar) | isim | 
|  mamalanmak | rüşvet almak | fiil | 
|  mamçak | aptal, salak (kimse); manyak | sıfatisim | 
|  mamelek | (kadında, kızda) göğüsler, kalçalar | isim | 
|  manasız | Yararsız olan – | |
|  manca | yiyecek şey, yemek | isim | 
|  mancik | cinsel organları elle okşama | isim | 
|  mancikleme | mancik (bakınız) yapma | fiil | 
|  manda deviren | bir tür uyuşturucu hap, rohypnol | deyim | 
|  manda gözü | büyük madeni para. nikel 25 kuruşluk | deyimeski | 
|  manda koşturmak | zar atmak, barbutta zarları atmak | deyim | 
|  mandallamak | ilgilendirmek | fiil | 
|  mandepsi | Tuzak, oyun | isim | 
|  mandepsiye bağlamak | atlatmak, oyuna getirmek. tuzağa, hileye getirmek | deyim | 
|  mandepsiye basmak | hileye gelmek; tuzağa düşmek | deyim | 
|  mandepsiye bastırmak | tuzağa düşürmek; hile yaparak aldatmak | deyim | 
|  mandepsiye gelmek | eşanl mandepsiye basmak | deyim | 
|  mandıra köpeği | azgın adam; taşkın davranışlı adam | deyim | 
|  manevi evlat | Evlat yerine konularak benimsenen kimse | |
|  mangal yürekli | Korkusuz, gereğinden fazla cesur, gözünü daldan budaktan esirgemeyen, gözü pek olan kimse | |
|  mangır | para – | isim | 
|  mangır eritmek | bakınızmangiz eritmek  | |
|  mangır kesmek | sürekli para kazanmak | deyim | 
|  mangır tutmak | bakınızmangiz tutmak  | |
|  mangiz | para – | isim | 
|  mangiz eritmek | para harcamak; savurganca, bol keseden para sarf etmek. hovardalık etmek | deyim | 
|  mangiz tutmak | para kazanmak; cebinde para bulunmaya başlamak; para biriktirmek | deyim | 
|  mani mani | hızlı hızlı, çabuk çabuk | zarf | 
|  manifesto | rüşvet | isim | 
|  manita | sevgili | isim | 
|  manitacı | manita (bakınız) yoluyla para kazanan, çıkar sağlayan hırsız, dolandırıcı | isim | 
|  manitacılık | (hırsızlık anlamında) manitacının edimi, eylemi. manita yoluyla para kazanma, çıkar sağlama | isim | 
|  manitaya basmak | hileye kanmak, yalan dolana aldanmak | deyim | 
|  manitu | polis | isim | 
|  mankafa | kalın kafalı | |
|  mankafalık | Atlarda görülen süreğen, şiddetli sakağı | |
|  mano | Kumar oynatan kişinin kazançtan aldığı pay – | isim | 
|  mantar | Uydurma, yalan olan söz | |
|  mantar atmak | yalan söylemek, martaval atmak | |
|  mantar yemek | yalana inanmak, hileye kanmak | deyim | 
|  mantara basmak | birinin hazırladığı oyuna düşmek, oyuna gelmek | |
|  mantarcı | İnsanları birtakım hilelerle şaşırtıp paralarını çalan (kimse) | |
|  mantarcılık | Mantarcı olma durumu | isim | 
|  mantarını açmak | suskun birisinin konuşmasını sağlamak. birisine, dertlerini anlatması için olanak sağlamak, dilini çözmek | deyim | 
|  mantarlamak | Aldatmak, yalan söylemek | fiil | 
|  mantenot | metres, kapatma | isim | 
|  manti | Sakalı çıkmamış genç oğlan | |
|  mantinota | metres – | isim | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.