İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
manyak | "Aptal, çılgın, dengesiz, deli" anlamlarında bir seslenme sözü – Kandemir Konduk | |
manyamak | yorgunluk, şaşkınlık vb. nedenlerle dengesiz hareketler yapmaya başlamak | fiil |
manyel | iskambil oyununda, kumarda elindeki kâğıtları ya da rakibin kâğıtlarını belli edecek davranışlarda bulunma | isim |
manyeto | karakol, tutukevi vb.'de sanığa uygulanan elektrik işkencesi | isim |
manzara | durum, hal, vaziyet | isim |
manzarayı çakmak | durumu anlamak, bir ortam, bir hal ya da olayın aslını esasını kavramak | deyim |
mapus damı | bakınızdam | |
maraza | Tartışma, çekişme; kavga gürültü – Kemal Tahir | isim |
mariz | Dayak atma, dövme – | |
mariz atmak | dövmek, dayak atmak | deyim |
marizine kaymak | dayak atmak | |
marizlemek | dövmek – | fiil |
marizlenmek | dövülmek, dayak yemek | fiil |
marka | Tanınmış ürün, saygın kişi vb. | |
marka almak | (fahişe) biriken günlük ücretini mamadan almak | deyim |
marka işlemek | (fahişe) bir ücret kazanmak, bir kez vizite sağlamak | deyim |
marka kesmek | (pezevenk, mama vb.) fahişenin müşterisiyle yatıp kalkmasının karşılığı olan ücreti, viziteyi almak | deyim |
marka yapmak | eş anlamlı marka işlemek | deyim |
markacı | Marka düşkünü olan kimse | isim |
markacıoğlu | dolandırıcı | isim |
markaja almak | birinin hareketlerini engelleyici bir biçimde yakından izlemek, ne yaptığını gözlemek | |
markalaşmak | Kişi, kurum vb. marka durumuna gelmek; marka olmak | |
markuş | erkeklik organı, penis | isim |
marpuç | erkeklik organı, penis | isim |
marpuç çekmek | (birisinin) erkeklik organını ağzına almak, fellasyo yapmak | deyim |
marpuçlatmak | erkeklik organını birisinin ağzına vermek, fellasyo yaptırmak | deyim |
mars etmek | karşısındakini söz söyleyemeyecek duruma getirmek | |
mars olmak | söz söyleyemeyecek duruma gelmek | |
marsık | esmer, kara renkli (kimse, nesne); arap; zenci | sıfatisim |
marsık kokmak | (bir tavla oyununun) mars ile sonuçlanacağı anlaşılmak | deyim |
marsıvan eşeği | Geri zekâlı, çok kaba ve aptal kimse | |
marsilya'ya vali olmak | (tavla oyununda) mars olmak | deyim |
marşal | kolay rahat ders, oyun vb. | isim |
marşal yardımı | (sınav esnasında) öğretmenin öğrenciye yaptığı yardım | deyim |
mart | erkek, adam | isim |
mart kedisi | Çapkınlık ve azgınlık gösteren kimse – | |
martaval | palavra – | isim |
martaval atmak | martaval (bakınız) söylemek | deyim |
martavalcı | martaval (bakınız) söyleyen (kimse). martavalı âdet edinmiş (kimse) | sıfatisim |
martinay | erkekler, adamlar | isim |
marya | yaşlı fahişe; genelev yöneticisi kadın, mama | isim |
masada kalmak | herhangi bir görüşmede alınan kararlar veya ileri sürülen fikirler hayata geçmemek | |
masada kaybetmek | sahip olunan bir hak veya varlığı mahkeme kararı, sözleşme, diplomatik görüşme vb. aracılığıyla kaybetmek | |
masada kazanmak | çeşitli sebeplerle kaybettiği hak ve varlıkları diplomatik bir görüşme, sözleşme veya mahkeme kararıyla kazanmak | |
masadan kalkamamak | kumar bağımlısı olmak – | |
masal | asılsız, uydurma, yalan söz, haber | isim |
masal anlatmak | yalan söylemek, uydurmak | deyim |
masaya oturmak | bir anlaşmazlığı çözümlemek üzere bir araya gelmek, toplanmak | |
masaya yatırmak | bir konuyu, olayı enine boyuna tartışmak | |
maslahat | erkeklik organı | isim |