İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
mahkûm | Zorunda olan; mecbur – Haldun Taner | |
mahpus damı | bakınızdam | |
mahşer | Büyük kalabalık – Haldun Taner | |
mahşer midillisi | Kısa boylu, fitneci kimse | |
makara | Alay; gırgır – | |
makara çekmek | burnunu (burnundaki sümüğü) uzun uzun çekmek | deyim |
makara geçmek | alaya almak, gırgır geçmek | deyim |
makara koymak | (iki kişi arasına) nifak sokmak, bozuşmaları için hile yapmak | deyim |
makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek) | kendini tutamayarak kahkahayla gülmeye başlamak – | |
makaraya almak | (birisini) alaya almak; (birisiyle) alay etmek, gırgır geçmek | deyim |
makarna | İtalyan lireti | |
makarnacı | Şişman, hareketsiz kimse | isim |
makaryos | papaz, hristiyan dinadamı | isim |
makas | Çalma, kırpma | |
makas almak | birisinin yanağını işaret parmağı ile orta parmak arasına kıstırıp bırakarak sevgi gösterisinde bulunmak | deyim |
makas atmak | hareket hâlinde veya daha fazla aracın arasından geçerek hızlıca arka arkaya şerit değiştirmek – Sezgin Kaymaz | |
makas değiştirmek | tuttuğu yol ve yöntemden vazgeçip başka bir yöne yönelmek – | |
makas etmek | "karagözcü argosunda oyunu bitirmek mânâsında kullanılan bir kelime." (uğur göktaş, karagöz terimleri sözlüğü) | deyim |
makas geçmek | bakınızmakas almak | |
makas payı | Ölçüden fazla bırakılan veya fazlalığı hoş görülen miktar | |
makas yapmak | bakınızmakas atmak | |
makasa alınmak | oyuna düşürülmek, dalavereye, hileye getirilmek | deyim |
makasa almak | (Oyunda) İki oyuncu anlaşarak bir diğerine hile yapmak – | |
makasa gelmek | bakınızmakasa alınmak | |
makasçı | makas atmayı (bakınız makas atmak) âdet haline getirmiş kimse, sürücü | sıfat |
makaslamak | çalmak | fiil |
makaslık | hela deliği, kubur | isim |
makine | silah | |
makine yapmak | hile yapmak, dalavere yapmak | deyim |
makineleşmek | Davranışları, hareketleri makinelerinkine benzer duruma gelmek, bazı işleri alışkanlıkla yapmak | |
makineli | erkeklik organı, penis | isim |
makineyi bozmak | motoru bozmak | |
makinist | komünist | sıfatisimeski |
makûs | Uğursuz, kötü – | |
mal | Bayağı, aşağılık, kötü kimse | |
mala vurmak | (Erkek için) Cinsel ilişkide bulunmak | |
malafa | erkeklik organı, penis, zeker; büyük erkeklik organı | isim |
malafat | erkeklik organı | |
malak | Manda yavrusu | sıfatmalaklamak |
malak emzirmesi | (erkek) cinsel organını emdirme, fellasyo yaptırma | deyim |
malaka | parasız, bedava, beleş (şey) | sıfatisim |
malaklamak | Manda yavrulamak | |
malama | Samanla karışık tahıl | isimtırmalamak |
malaz | Sulak yer | |
malborya | marlboro sigarası | isim |
malbuş | marlboro sigarası | isim |
malı götürmek | herkesin göz diktiği bir çıkarı elde etmek – | |
malın gözü | Açıkgöz, kurnaz, çokbilmiş kimse | |
malta | Hapishane avlusu; hapishanede volta atılan alan, koridor vb. – | isim |
malta parası | hapishane kabadayısının mahkûmlardan topladığı para | deyim |