İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
kodaman | İleri gelen, para veya makam sahibi kimse – | |
kodes | cezaevi – | isim |
kodesi boylamak | Hapse atılmak, tutukevine konmak | deyim |
kodeslemek | Hapse atmak; tutukevine kapatmak | fiil |
kodoş | Muhabbet tellalı, pezevenk | isim |
kofti | Sahtekâr, dolandırıcı kimse – Rıfat Ilgaz | sıfat |
kofti atmak | Yalan söylemek, uyduruk haber üretmek | deyim |
kofti yutmak | Aldanmak, yalana kanmak | deyim |
kofti yutturmak | Aldatmak, yalana kandırmak | deyim |
koftiden | Yalandan, uyduruk | zarfsıfat |
koftileşmek | (Nesneler için) Değerini yitirmek, niteliğini yitirmek | fiil |
kok | Kokain | isim |
koklaşmak | Anlaşmak, birbirini sevmek | |
koklatmak | (Birisine, bir nesne, para vb.den) Azıcık vermek | fiil |
koko | kokain | |
kokocu | Kokain bağımlısı | isim |
kokomiro | Kaba saba adam | isim |
kokona | Süsüne düşkün yaşlı kadın – | |
kokoniça | Kız, genç kız | isim |
kokoroz | Çirkin kimse | sıfatisim |
kokorozlanmak | Meydan okumak; korkutmaya çabalamak; yiğitlenmek; gözdağı vermek | fiil |
kokorozlu | Özenli | sıfat |
kokoş | Aşırı süslü, birbirine uyumsuz giysiler giymeyi seven kimse | |
kokoz | Parası olmayan | sıfatkokozlanmak |
kokoz pilakisi | Çok parasız kimse, aşırı züğürt | deyim |
kokozlamak | Züğürtleşmek, parasız kalmak | fiil |
kokozlanmak | Parasını tüketmek, parasız kalmak | |
kokozluk | Parasızlık, züğürtlük | isim |
koku | Olacak bir olayın önceden belirtisi | |
kokurdan | Kalkerli ve karstik özelliği ağır basan yerlerde çukurlukları bol, engebeli arazi | |
kokusunu (veya koku) almak (veya duymak) | gizli tutulan bir şeyi sezmek – | |
kokuşmak | Kişi, toplum vb. bozularak özelliğini yitirmek; tefessüh etmek – | |
kokutmak | Bir işi uzatarak çıkmaza sokmak | fiil |
kol atmak | çevreye yayılmak, genişlemek, ulaşmak, uzanmak | |
kol gezmek | kötü durum ve davranışlar çokça olmak – | |
kol saati | "Nah" işareti, fika. "Hiçbir şey" anlamında kullanılır | deyim |
kolan | Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak | |
koli | Cinsel birleşme | isim |
koli almak | Cinsel birleşmede bulunmak | deyim |
koli atmak | Laf atmak | deyim |
koli bağlamak | Cinsel birleşmede bulunmak üzere anlaşmak | deyim |
koli kesmek | Cinsel birleşmede bulunmak, düzüşmek | deyim |
kolika | Makyaj | isim |
kolileşmek | Cinsel birleşmede bulunmak | fiil |
kolpa | dalavere | |
kolpo | dalavere – | isimkolpo çevirmek |
kolpo çevirmek | kumpas kurmak – | |
kolpo oynamak | Hile yapmak, dalavere yapmak | deyim |
kolpoya düşmek | Tuzağa düşmek, oyuna gelmek, dalavereye kanmak | deyim |
kolpoya düşürmek | Tuzağa düşürmek, oyuna getirmek, dalavere yapıp aldatmak | deyim |