| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  yaş deri ticarethanesi | genelev, randevuevi. fuhuş yapılan yer | deyim | 
|  yaşa basmak | riske girip zarar görmek | deyim | 
|  yaşamak | Sürmek, devam etmek | |
|  yaşatmak | Daha iyi ve zengin bir hayat sürmesini sağlamak – Ayla Kutlu | |
|  yatak | içki bardağı, kadeh; özellikle bira bardağı | isim | 
|  yatak spor | cinsel ilişki, cinsel birleşme | deyim | 
|  yatay | cinsel ilişkiye uygun; istekli | sıfat | 
|  yatık | fahişe | isim | 
|  yatırmak | Başarısızlığa uğramasına yol açmak | |
|  yatkın | Benimsemiş, alışmış, eğilimli olan – | |
|  yatmak | Olumsuz veya başarısız bir sonuç almak | |
|  yavaş gel! (veya ol!) | abartarak konuşanlar için kullanılan bir söz | |
|  yavaş gelmek | soğukkanlı olmak | deyimserin gelmek  | 
|  yavru | Güzel, alımlı genç kız | |
|  yavşak | Geveze, yılışık kimse – | isim | 
|  yavşaklık | yavşak (bakınız) olma durumu | isim | 
|  yavşamak | yavşakça davranmak (bakınız yavşak) | fiil | 
|  yaya kalmak | geri kalmak | |
|  yayan | Bilgisiz olan | |
|  yayılmak | Ayrıntıya girmek, açılmak – | |
|  yaylamak | Yazın yaylada oturmak, yaylaya çıkmak – | |
|  yaylanmak | Çekilip gitmek – | fiil | 
|  yaylım | otlak | isimyaylım ateşi  | 
|  yaylım ateşi | Toplu olarak hücum etme | |
|  yaylım etmek | hesaplamak | fiil | 
|  yazı tura | dişilik organı ve makat; vagi-na ve anüs | deyim | 
|  yazılmak | birisiyle, bir yerle, bir ortamla ilişkisini düzenli olarak sürdürmek | fiilyazmak  | 
|  yazmacı | yurtdışından getirilmiş kaçak otomobili sahte gümrük ve trafik belgeleriyle trafiğe sokan, satan kişi | isim | 
|  yazmak | İnsanın geleceğini belirlemek | |
|  yedeğine almak | (kalabalık yerlerde, kamu ulaşım araçlarında) birisinin arkasına geçmek, o kişiye sürtünecek biçimde konum almak | deyim | 
|  yedek parçalar | (kadında, kızda) göğüsler, memeler | deyim | 
|  yedek pilot | bir tür uyuşturucu, amfetamin | deyim | 
|  yedi bela | Çok şirret, geçimsiz, küstah kimse – | |
|  yedi cet | yedi göbek | |
|  yedi düvel | herkes – | |
|  yedi göbek | Bir soyun bilinen en büyüğü | |
|  yedi gömlek uzak | Soyca veya yakınlık bakımından bir hayli uzak – | |
|  yedi kat el | Çok yabancı – | |
|  yedi mahalle | herkes | |
|  yedi sülalesinden bando mızıkala geçmek | (birisine) çok ağır küfür etmek | deyim | 
|  yedilmek | Yedeğe alınarak götürülmek | |
|  yedirmek | Bir kimseye rüşvet vermek | fiilyemek  | 
|  yefallemek | (erkek) cinsel ilişkide bulunmak, düzmek | fiil | 
|  yekinmek | Davranmak, olduğu yerden fırlamak, ayağa kalkmak, kalkmak için hareket etmek, kımıldamak – Memduh Şevket Esendal | |
|  yekûn çekmek | konuşmasını bitirmek, sözüne son vermek | deyim | 
|  yel | Romatizma ağrısı | |
|  yel değirmeni | büyük saat | deyim | 
|  yel yepelek | yel yeperek – | |
|  yel yeperek | Çok acele, telaşlı bir biçimde, bilinçsizce (koşuşturmak); yel yepelek, yellim yepelek | |
|  yeldirmek | Aceleyle koşturmak, koşuşturmak | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.