| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  yüz | utanma | |
|  yüz etmek | ısmarlamak, havale etmek | |
|  yüz göz | "Biriyle gereksiz yere, aşırı derecede senli benli olmak" anlamındaki yüz göz olmak deyiminde geçen bir söz – | |
|  yüz kere | Pek çok, çok kez – | |
|  yüz kiri | yüz karası | |
|  yüz para | Çok az (para) | |
|  yüz surat davul derisi (veya mahkeme duvarı) | utanması olmayanlar için söylenen bir söz | |
|  yüz yazmak | köy seyirlik oyunlarında taklit edilen kişinin özelliklerini belirtecek biçimde yüz boyamak, maske yapmak | |
|  yüz yüze | karşı karşıya – | |
|  yüzbeyüz | karşı karşıya – | |
|  yüzdürmek | kovmak; işten çıkarmak | fiil | 
|  yüze gülücü | ikiyüzlü – | |
|  yüzeysel | Derine inmeyen, gelişigüzel, ayrıntılı olmayan; kışri, sathi | |
|  yüzgeç | Suda iyi yüzen (kimse veya hayvan) | |
|  yüzleşmek | Farkına varmak, iyice anlamak | |
|  yüzlü | Şımartılmış, yüz bulmuş (kimse) | |
|  yüzlü yüzlü | Utanmadan, sıkılmadan, çekinmeden | |
|  yüzmek | dalgalanmak | |
|  yüzsuyu | Bir kimsenin onuru, haysiyeti | |
|  yüzsüz | utanmaz – | |
|  yüzsüz yüzsüz | Utanmaz ve pişkin bir biçimde – | |
|  yüzü ak | Suçu ve utanılacak bir durumu olmayan (kimse) | |
|  yüzü kara | Utanacak bir durumu olan (kimse) | |
|  yüzü pek | Birine söylenmesi güç olan şeyi sıkılmadan söyleyebilen veya kendisinden istenilen şeyleri rahatlıkla geri çevirebilen (kimse) | |
|  yüzü yerde | Alçak gönüllü olan (kimse) | |
|  yüzük | makat, anüs | isim | 
|  yüzülmek | sömürülmek | |
|  yüzüne yazmak | gelinin yüzünü süslemek | |
|  yüzünü yıkamak | traş olmak, sakal tra-şı olmak | fiil | 
|  yüzünüze güller | iğrenç bir şey anlatılırken söylenen bir söz – | |
|  yüzüstü | Başlanmış fakat tamamlanmamış bir durumda – | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.