| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  toriğini kaşımak | bir sorunu çözmek için kafasını kaşıyarak düşünmek | |
|  toriğini kullanmak | düşünmek; aklını, zekâsını kullanmak | deyim | 
|  torik | Düşünme yeteneği, akıl, zekâ | |
|  torlukçuluk | torakçılık | |
|  torna | dişilik organı, vagina | isim | 
|  tornaya girmek | (erkek) cinsel ilişkiye girmek, düzmek | deyim | 
|  tornaya sokmak | (birisini) genelgeçer kılık kıyafet ve davranış biçimlerine uygun hale getirmek, bu amaçla eğitmek | deyim | 
|  tornistan | Geri dönme, cayma, döneklik | isimtornistan etmek  | 
|  tornistan etmek | döneklik etmek, caymak | |
|  tornistan ettirmek | tornistan etmesine yol açmak, tornistan etmesini sağlamak | deyim | 
|  torpil | Bir kimseyi kayırma işi | |
|  torpil geçmek | (birisini) kayırmak, (birisine) iltimas yapmak, ayrıcalıklı davranmak | deyim | 
|  torpil patlatmak | bir işte kendisinin kayırılmasını sağlamak | |
|  torpilci | Torpil yapan veya yaptıran kimse | |
|  torpillemek | Sınıfta kalmak | |
|  torpilli | Kayıranı olan | sıfat | 
|  torun | Acemi er | |
|  tos | (kavgada) kafayla vurma, kafa atma | isim | 
|  toslamak | Para vermek – Attilâ İlhan | fiil | 
|  tosluk | baş, kafa | isim | 
|  tosmak | (öğrenci) yoğun bir biçimde ders çalışmak, ezberlemek | fiil | 
|  tosun | duvar yazılarında sık sık görülen bir ibarenin yazarı | isim | 
|  tosun edebiyatı | duvar çızıktırmalarına, graf-fiti'lere verilen ad | deyim | 
|  tosuncuk | Olması gerekenden daha iri doğmuş çocuk | |
|  toto | kıç | isim | 
|  toto oynamak | (öğrenci) sınavda, bilmediği bir konuda yanıt vermek | deyim | 
|  toycu | genç, toy kızları türlü vaatlerle kandırarak fuhuş piyasasına düşüren kimse (genellikle erkek); fahişenin koruyucusu, "dosf"u | isim | 
|  toyculuk | toycu'nun edimi, toy-cunun yaptığı iş, eylem | isim | 
|  toz | eroin | |
|  toz etmek | (parayı, değerli bir nesneyi) harcamak, tüketmek | deyim | 
|  toz kar | eroin | deyim | 
|  toz olmak | kaybolup gitmek, kaçmak, uzaklaşmak – | |
|  tozunu almak | (birisini) hırpalamak, dövmek | deyim | 
|  tozunu almak (veya atmak veya silkelemek veya silkmek) | dövmek, hırpalamak | |
|  tozutmak | Böbürlenmek, yüksekten konuşup söylediği sözü yerine getirmemek, palavra atmak, mangalda kül bırakmamak | fiil | 
|  töfe | ||
|  tökezlemek | Güçlük ve engellerle karşılaşmak | |
|  tökezmek | tökezlemek – | |
|  töskürtmek | Hayvanı geri geri yürütmek | |
|  trafik | Artmış, çoğalmış bir durum | |
|  trafik geçmek | alay etmek, şaka yapmak, gırgır geçmek | deyim | 
|  trafikçi | trafik suçu işlediği için cezaevinde yatan mahkûm | isim | 
|  transit geçmek | sürücü, trafik kurallarına uymamak | |
|  traş | ||
|  tren kazası | Amacı belirlenmiş bir konunun, bir olayın gelişme aşamalarında bir tıkanıklık, olumsuzluk olma durumu | |
|  tribe girmek | Gerçeklik algısını kaybedecek şekilde evhamlanmak, kuruntuya kapılmak | |
|  trika | sakal, bıyık | |
|  trikacı | sakallı, bıyıklı, "kıllı" erkeklerden hoşlanan (kız, kadın, edilgin eşcinsel erkek) | |
|  trink | peşin, nakden, defaten, trink | zarf | 
|  trip | Gücenilen bir durumda, açıkça konuşmak yerine farklı söz ve hareketlerle yapılan tavır | isim | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.