İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
triplere girmek | özenmek | deyimtrip |
tripo | kumarhane, bitirim yeri | isim |
trişör | hileci kumarbaz | isimtirişör |
trol | Genel ağ üzerinden sosyal ortamlarda gizli kimliklerle başkalarını avlamak, dolandırmak, alay etmek, yanlış yönlendirmek vb. üzere kurulan tuzak | |
trollemek | Genel ağ üzerinden sosyal ortamlarda gizli kimliklerle tuzak kurarak, başkalarını avlamak, dolandırmak, alay etmek, yanlış yönlendirmek | |
tu kaka | Berbat, kötü, fena durumda olduğu belirtildiğinde kullanılan bir söz | |
tufa | Özellikle geceleri yapılan silahlı hırsızlık, soygun | |
tufacı | Özellikle geceleri hırsızlık yapan kimse – Yaşar Kemal | isimtufacılık |
tufacılık | Tufacı olma durumu | isim |
tufalamak | hırsızlık etmek. çalmak | fiiltufacı |
tufan | Şiddetli yağmur | |
tufaya gelmek | hırsızlığa uğramak, soyulmak | deyim |
tufaya gelmek (veya düşmek) | soyulmak | |
tuluk | tulum – | |
tulum | Şişman, tombul olan – | |
tulumbacı | külhanbeyi | |
tulup | Atılmış, eğrilmeye hazırlanmış, top biçiminde yün veya pamuk | |
tuman | Don, şalvar | |
tun | Gizli yer, köşe bucak | |
tunç bilekli | Kolu, bileği çok güçlü | |
tunus | ||
tura | Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil | |
turalamak | turlamak, gezip dolaşmak | fiil |
turalı | eski. padişah | isim |
turfa | Acayip, tuhaf olan – | |
turfanda | Yeni, ilk kez ortaya çıkan | |
turgut | elli bin liralık banknot | isimözal altını |
turist | hapishaneye kısa bir süre için girmiş kimse | isim |
turist gelmek | hapishaneye kısa bir süre hapis yatmak üzere girmek | deyim |
turna | aldığı malın bozuk, hileli olduğunu anlayıp malı geri getiren müşteri | isim |
turna olmak | (oyunda, kumarda) tümüyle kaybetmek, sıfırlanmak, batmak | deyim |
turnike | (Birkaç erkek) Bir kadınla sıraya girerek cinsel ilişkide bulunma | isim |
turp sıkmak | ||
turşu | sarhoş, çok sarhoş kimse | isim |
tuş olmak | yenilmek | |
tuşa getirmek | yenmek, mağlup etmek | |
tut kelin perçeminden | çözümü güçlük gösteren bir durum karşısında söylenen bir söz | |
tutamak | Tutunacak, dayanacak, güvenecek şey | |
tutarak | sara | |
tutarga | sara | |
tutmaç | Dört köşe kesilmiş küçük hamur parçalarından yapılan yoğurtlu çorba | |
tutmak | (içki, uyuşturucu madde vb.) kullananın ulaşmak istediği etkiyi sağlamak, çakırkeyif hale getirmek, esritmek | fiil |
tutsak | Bir şeye veya bir kimseye çok bağlı, kendisini bir şeyin etkisinden kurtaramayan kimse – | |
tutsak olmak | bir kimseye veya bir şeye bağlanıp ondan kendisini alamamak | |
tutuk | Durgun, çekingen, sıkılgan olan – | |
tutunmak | Dayanmak, güvenmek | |
tuturuk | Ateş tutuşturacak çalı, çırpı, yonga vb. şeyler – | |
tutuşmak | Alev almış olmak, yanmaya başlamak; alışmak | |
tutuz | tutma | isim |
tutuz yapmak | ilişkide bulunulan erkeğin cinsel organını elle uyarmak | fiil |