İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
kafa yağı | Meni. | deyimkafa suyu |
kafa yapmak | dalga geçmek | |
kafadan | (Trafik kazasında, otomobil vb. için) Tam karşıdan, burun buruna, tam önden | |
kafadan kontak | kafadan sakat – | |
kafadan kontakt | Deli, çıldırmış, dengesiz (kimse) – | |
kafakola almak | (Birisini) Kendisinden yanaymış, kendisini seviyormuş gibi yaparak, kandırmak, tuzağa düşürmek – | |
kafalamak | Eşanlamlısı KAFAYA ALMAK. | |
kafalara gelmek | Bakınız YARAKLARA GELMEK. | |
kafalı | Bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı | |
kafası açılmak | (Zamanla ya da başka bir etkiyle) Esrik kimsenin esrikliği geçmeye başlamak, esrikliği geçmek – | |
kafası dumanlı | sarhoş | |
kafası dumanlı olmak | Bir uyuşturucunun esrikliği, etkisi içinde bulunmak (özellikle, esrar sarhoşluğu için kullanılır). | deyim |
kafası izinli olmak | Belirli bir süre için, aklı başka bir konuya takılmak. | deyim |
kafası kıyak olmak | Alkolün veya uyuşturucunun esrikliği, etkisi içinde bulunmak – | |
kafası örümcekli | Düşüncesiz, kaba, anlayışsız olan (kimse) | |
kafası tütsülenmek | Sarhoş olmak. | deyimkafayı tütsülemek |
kafasını açmak | (Zamanla ya da başka bir etkiyle) Esrik kimsenin esrikliği geçmeye başlamak, esrikliği geçmek. | deyim |
kafasını bozmak | (Birisini) Sinirlendirmek | |
kafasını bulmak | Bakınız KAFAYI BULMAK. | |
kafasını koparmak | (Kumarda) Birisinin bütün parasını hileyle almak. | deyimkafa koparmak |
kafasının bir tahtası eksik (veya noksan) (olmak) | akıl dışı davranışlarda bulunan | |
kafasız | Düşünüşü, anlayışı ve kavrayışı kıt olan | |
kafaya almak | zaaflarından yararlanarak kandırmak, oyuna getirmek – | |
kafayı almak | Bakınız ALDIN MI? | |
kafayı bulmak | çakırkeyf ya da sarhoş olacak kadar içki içmek | deyimkafa bulmak |
kafayı çekmek | içki içmek | deyim |
kafayı dumanlamak | içki içmek, içki içip esrimek | deyim |
kafayı kırmak | Az miktarda uyuşturucu kullanmak; sarhoş etmeyecek, ama uyuşturucu ihtiyacını biraz giderecek miktarda uyuşturucu kullanmak – | |
kafayı kıyak yapmak | (bir içki, bir uyuşturucu madde) kişiyi etkilemek; esritmek | deyim |
kafayı sıyırmak | ||
kafayı tutmak | eş anlamlı kafayı bulmak | deyim |
kafayı tütsülemek | eş anlamlı kafayı dumanlamak | deyim |
kafayı tütsülemek (veya dumanlamak) | uyuşturucu madde veya alkolle iyice sarhoş olmak – Sâmiha Ayverdi | |
kafayı üşütmek | çıldırmak, delirmek | deyim |
kafayı yemek | Çıldırmak, delirmek. Özdenetimini yitirerek dengesiz davranışlarda bulunmak – | |
kafes | cezaevi | |
kafesçi | Birini aldatarak çıkar sağlayan kimse | isim |
kafese almak | (birisini) yalan dolanla aldatarak çıkar sağlamak | deyim |
kafese girmek | aldatılıp kendisinden çıkar sağlanmak | |
kafese koymak | aldatıp çıkar sağlamak – | |
kafeslemek | Çıkar sağlamak için birini aldatmak | f |
kafeslenmek | kandırılmak; tavlanmak; aldatılarak kendisinden çıkar sağlanmak | fiil |
kâfir | Acımasız, zalim kimse | |
kafte | hırsızlık; çalma. gafti, kafti de denir | isim |
kafteci | hırsız | isim |
kaftelemek | çalmak, araklamak | fiil |
kahpe | Namussuz kadın | |
kahpe felek | "Rast gelmeyen, yâr olmayan, kötü talih veya kader" anlamında kullanılan bir söz; kambur felek – | |
kahpe karı kasığında yatmak | pezevenklik, deyyusluk etmek | deyim |
kahpelik etmek | sözünden dönerek birine kötülük etmek |