| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  kahve ağacı | kahve ısmarlama koşuluyla oynanan oyunlarda hep yenilen kimse | deyim | 
|  kahve parası | bahşiş | |
|  kaide | kalça | isim | 
|  kakaç | Tuzlanıp kurutulmuş yiyecek | |
|  kakalamak | Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak | fiil | 
|  kakanca | tabanca | isim | 
|  kakanoz | çirkin, sevimsiz (kadın) | sıfatisim | 
|  kakırdamak | ölmek | fiil | 
|  kakırdatmak | öldürmek | fiil | 
|  kakız | dışkı | isim | 
|  kakız naşlatmak | dışkı-lamak, sıçmak | deyim | 
|  kaktüs | bir tür uyuşturucu; peyotl, pesoteye | isim | 
|  kal gelmek | bıkmak, çok bıkmak | deyim | 
|  kalafat | Onarma, tamir etme. | |
|  kalafat etmek | süsleyip çekidüzen vermek | |
|  kalafata çekmek | azarlamak, paylamak | |
|  kalafatlamak | Onarmak, çekidüzen vermek | |
|  kalafatlanmak | Onarılmak, çekidüzen verilmek – | |
|  kalama vermek | yanıltmak; aldatmak amacıyla durumu olduğundan iyi göstermek | deyim | 
|  kalas | Kaba, anlayışsız kimse; kereste – | |
|  kalas gibi | söz ve davranışlarında incelikten yoksun | |
|  kalay | küfür – | |
|  kalay sallamak | eşanl kalaylamak | deyim | 
|  kalaycı | eski. çingene | isim | 
|  kalayı basmak | adamakıllı küfretmek – | |
|  kalaylamak | sövmek – | fiil | 
|  kalbi temiz | Saf, temiz duygulara sahip | |
|  kalbur | tabanca, bıçak vb. ile birçok yerinden vurulmuş (yaralanmış) kimse | isim | 
|  kaldıratif | (erkekte) cinsel istek uyandıran, erek-siyonayol açan (nesne, görünüm, kimse) | sıfat | 
|  kaldırım | açıkta duran şeyleri çalma eylemi | isim | 
|  kaldırım kabadayısı | Basit, seviyesiz veya ucuz kahramanlık gösterisinde bulunan kimse – | |
|  kaldırım kargası | es polis; hafiye | deyim | 
|  kaldırım kuşu | sokak, park vb. yerlerde çalışan yankesici, hırsız | deyim | 
|  kaldırımcı | Mağazada alışveriş yapan kimsenin çantasını tezgâh üzerinden kaparak çalan kimse | isimkaldırımcılık  | 
|  kaldırımcılık | Kaldırımcı olma durumu | isim | 
|  kaldırmak | Bir şeyi çalmak, aşırmak | |
|  kale | Genellikle bir düşüncenin savunulduğu, sürdürüldüğü yer | |
|  kale gibi | kendisine güvenilen güçlü (kimse) | |
|  kaleci | (herhangi bir) kız ya da kadın | isim | 
|  kalem | Bazı deyimlerde yazı | |
|  kalem efendisi | Giyimi kuşamı düzgün kimse | |
|  kalem sahibi | Yazı yazma konusunda gücünü kanıtlamış olan kimse | |
|  kaleminden açmak | (esnaf) bir açıkartırmayı izleyen ikinci ve aynı malla ilgili açıkarttırmayı, erbabı arasında, malın yükselmiş olduğu fiyattan açmak | deyim | 
|  kalıba çekmek | (birisini) cinsel ilişkide kullanmak, düzmek | deyim | 
|  kalıba girmek | (erkek) cinsel ilişkide kullanmak, düzmek; cinsel organını sokmak, duhul ettirmek | deyim | 
|  kalıbı değiştirmek | eş anlamlı kalıbı dinlendirmek | deyim | 
|  kalıbı değiştirmek (veya dinlendirmek) | ölmek – | |
|  kalıbı dinlendirmek | ölmek | deyim | 
|  kalın | ağırlık – | |
|  kalın kafalı | Geç veya güç anlayan; kalın kafa, dibek kafalı, odunağa, odun kafalı, eşek kafalı, et kafa, et kafalı, kaz kafalı, mankafa, öküz kafalı, taş kafa, taş kafalı, gabi – Hüseyin Rahmi Gürpınar | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.