Çevrim İçi Türkçe Argo Sözlüğü
kafese koymak
deyimkafese girmek koymak nokta koymak takoz koymak çocuğu koymak torbaya koymak yem dökmek veya koymak kamış atmak veya koymak posta koymak veya atmak kundak sokmak veya koymak kına veya kınalar yakmak veya koymak veya sürmek veya vurmak veya yakınmak veya yakılmak
(arapça - türkçe)
- aldatıp çıkar sağlamak –
"O, ya birisini batırmak yahut da kafese koymak için ziyafet çekerdi."
- eş anlamlı kafese almak
delikanlı yutkunarak çıktı. kafese koymuştu, ne olursa olsun koymuştu kafese. (...) sinemaya. gerilerde, en gerilerde yan yana iki koltuk... (orhan kemal, eczanedeki kız)
fakat bu gü-ner de az mal değilmiş hani? coniyi bir kafese koymuş ki ağlarsın. (attilâ ilhan, kurtlar sofrası)