| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  keskin | zampara | |
|  keskin zekâ keramete kıç attırır | "zeki kimse, bir işin nereye varacağını keramet sahibi kimseden daha iyi bilir" anlamında kullanılan bir söz | |
|  keskinci | Kalabalık yerlerde cepleri jiletle keserek hırsızlık yapan kimse | |
|  kesme almak | (Birisinin yanağını) Orta parmak ile işaret parmağı arasına kıstırıp bırakmak | deyim | 
|  kesmek | Uydurmak, yalan söylemek | |
|  kesmik | Kesilmiş sütün koyu bölümü | |
|  kestane | anüs | |
|  kestane çizmek | (Erkek) Aktif olarak anal ilişkide bulunmak | deyim | 
|  kestaneyi çizdirmek | İlk kez anal ilişkiye âlet olmak; anüs yoluyla ırzına geçilmek | deyimkarizmayı çizdirmek  | 
|  kestirme | Kaynatılıp limon sıkılarak koyulaştırılmış şeker şerbeti | |
|  keş | ayyaş | |
|  keş etmek | Mahçup etmek, utandırmak | deyim | 
|  keşanlı | Kaba saba, bön, beceriksiz. Taşralı, köylü | sıfatisim | 
|  keşif | Bir şeyin olacağını önceden anlama, sezme; tahmin | |
|  keşkek aleyhisselam | Salak; hödük | deyim | 
|  keşlemek | Aldırış etmemek, önem vermemek, ciddiye almamak | fiil | 
|  keşsavak | Saf çapkın, toy zampara | isim | 
|  keşten gelmek | Aldırış etmemek; önem vermemek | deyim | 
|  keten tohumu | Önemsiz, değersiz kimse – | |
|  ketenpere | Dolandırıcılık | isim | 
|  ketenpereci | Dolandırıcı | isim | 
|  ketenperecilik | Ketenpereci'nin (bakınız) edimi, eylemi, mesleği | isim | 
|  ketenpereye gelmek | Dolandırılmak | deyim | 
|  ketenpereye getirmek | Dolandırmak | deyim | 
|  kevâşe | Orospu, fahişe – | isim | 
|  kevgir | Birçok yara almış kimse | isim | 
|  key | Bir tür uyuşturucu. (Aslında, evcil hayvan ameliyatlarında anestezi için kullanılır.) | isim | 
|  keyf | ||
|  keyfî | Gerçeğe, akla, yol ve yönteme uymayan – | |
|  keyfi gıcır olmak | Neşeli olmak; işleri iyi gitmek, durumu iyi olmak | deyim | 
|  keyfi yerinde | Neşesi, sağlığı yerinde olan (kimse); keyfi yolunda – | |
|  keyfi yolunda | keyfi yerinde – | |
|  keyfinden bayılmak (veya dörtköşe olmak) | bir şeyden çok kıvanç duymak – | |
|  keyif | Esrar | |
|  keyif ehli | Rahatına düşkün (kimse) | |
|  kezban | Deneyimsiz, toy travesti (erkek) | sıfatisim | 
|  kıç atmak | çok istemek | |
|  kıç attırmak | ondan üstün olmak | |
|  kıç üstü oturmak | Başarısız kalmak; becerememek; yenilmek | |
|  kıçakaçan | Tanga, g-string, ipkülot | isim | 
|  kıçı kırık | Önemsiz, değersiz; aşağılık; itibarsız | deyim | 
|  kıçı tavana vurmak | ||
|  kıçımın kenarı | "Bilgisiz, tecrübesiz; önemsiz, değersiz" anlamında kullanılan bir söz | deyim | 
|  kıçına sokmak | Herhangi bir nesne ya da kişiye fazlaca ilgi gösteren, pek değer veren kişiler için, 'onun olsun, ne yapar;;:ı yapsın' anlamında söylenir | deyim | 
|  kıçına tekmeyi atmak (veya vurmak veya yapıştırmak) | birini kovmak | |
|  kıçına tekmeyi atmak/basmak | Kovmak | deyim | 
|  kıçında pireler uçuşmak | Henüz uyuyor olmak; başkaları uyandığı hâlde hâlâ uyuyor olmak | |
|  kıçından ayrılmamak | (Birisi ya da bir hayvan) Bir kimsenin hep yanında olmak | deyim | 
|  kıçını kaldıramamak | Tembel, uyuşuk, hımbıl kimseler için kullanılır | deyim | 
|  kıçını yırtmak | bağırıp çağırmak | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.