Çevrim İçi Türkçe Argo Sözlüğü
kesmek
fiilafi kesmek don kesmek rol kesmek çivi kesmek para kesmek bilet kesmek havyar kesmek göbeğini kesmek iflahını kesmek kaçak et kesmek
- Uydurmak, yalan söylemek
- Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak – Oğuz Aral
"Evinin önünden geçip biraz keseyim yavruyu!"
- bilmek
- (İçki, uyuşturucu madde, tutkunu bulunulan herhangi bir şey) Kişiye doyum sağlamak – Engin Ardıç
"Yok bu da sizi kesmediyse, dokuz inçlik, dört dolar yetmiş beş sentlik King Slim Stim’i salık veririz."
- (Birisinin) Parasını almak
- Bir nesne, bir hizmet satarak; ya da kumar oynayarak o kişiden para, değerli nesne elde etmek
Hulusi: 'iyi kestik Bahriyeli'yi,' dedi. 'O da milleti kumarda kesiyor...' 'Olsun, keşke biz de kessek. (Tarık Dursun K., Rıza Bey Aile Evi)
İkisinin sırları da elinde. Çakıyorsun ya? Artık Allah ne verdiyse kes ha kes mangırları! (Orhan Kemal, Dümenci)
- Yalan söylemek, uydurmak
Sonra da hıyartoları süzmeye koyuldum. Yanımdaki herif bir karıyı tava getiriyor, ne soylu ellerin var, diye kesiyordu. (J. D. Salinger-Adnan Benk, Gönülçelen)
- (Birisini) ilgi duyduğunu belli ederek izlemek, gözlemek
Evinin önünden geçip biraz keseyim yavruyu! (Oğuz Aral, Avanak Avni)
Öyleyse, koklamayacağın güle bakmakla zamanını yitirme, delikanlım! Deminden beri, beni niye kesiyordun, ha? (Y. Kenan Karacanlar, Babıali Kaldırımlarında Bir Adam)
Ercüment ışığı falan söndürmeye gerek duymaksızın pencereye fırlamış, çevreden çok, pencereden düşecek gibi sarkarak, üst kat penceresindeki Melek Abla'yı kesiyordu. (Ferhan Şensoy, Kazancı Yokuşu)
- Etkilemek; (birisini) etkisi altında bırakmak
Çaktırma Altan abi... Herkes sana bakıyor... Kızları fena kestin... (Altan Erbulak-Orhan Alev, İki Üşütük)
- (İçki, uyuşturucu madde, tutkunu bulunulan herhangi bir şey) Kişiye doyum sağlamak
Yok bu da sizi kesmediyse, dokuz inçlik, dört dolar yetmiş beş sentlik King Slim Stim'i salık veririz... (Engin Ardıç, Zıbıklar Zıbıkçılar)
- (Kumarda) Rakibin oyununu geçersiz saymak
-Kestim! demek: -Zarı baştan at, bu eli saymıyorum! (Hulûsi Kodaman, Zar-Kâğıt Oyunları ve Hileleri)
- (Sporda özellikle futbol, basketbol gibi takım oyunlarına dayalı sporlarda) Bir oyuncu, aynı görevi yapan diğer bir oyuncudan daha iyi oynayarak onun kadrodaki yerini almak
- (Antrenör) Bir oyuncuyu takımdan uzaklaştırmak; yedeğe almak
- Bir pasın rakip oyuncuya gitmesini önlemek
- (Esnaflar arasında) Ortaklaşa alınan bir malı, açık artırma yaparak küçük kârlarla satmak. (Bu artırma türü satış için incanto sözcüğü de kullanılır.)