| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  temiz kalpli | Olaylara iyimser ve olumlu yönden bakan – | |
|  temiz yürekli | İçi dışı bir olan, kalbi temiz olan | |
|  temize çekmek | yaşanılan hoş olmayan olayları unutmak | |
|  temize havale etmek | kısa yoldan çözümlemek, çabucak bitirmek | |
|  temizlemek | Öldürmek, yok etmek – Çetin Altan | fiil | 
|  temizlenmek | Ortadan kaldırılmak, öldürülmek | |
|  temizlik | Ortadan kaldırma, yok etme, öldürme | |
|  temizlik yapmak | zararlı şeyleri yok etmek | |
|  teneke | parasız, züğürt (kimse) | sıfatisim | 
|  teneke caz | Kötü çalan orkestra veya müzik topluluğu | |
|  tenor | eşcinsel erkek | isim | 
|  tenten | sıvı afyon, afyon ten-tür, tenture d'opium | |
|  tentür | sıvı afyon, afyon ten-tür, tenture d'opium | isimtenten  | 
|  tepegöz | erkeklik organı, penis | isim | 
|  tepelemek | öldürmek – Memduh Şevket Esendal | |
|  tepinmek | Bir şeye karşı koymak – | |
|  tepir | Tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya yarayan, kıldan veya kamıştan yapılmış elek | |
|  tepirlemek | Tahılın taşını ayırmak, elemek | |
|  tepme | tekme | |
|  tepmek | Değerini anlamamak veya kestirememek, geri çevirmek – Yakup Kadri Karaosmanoğlu | |
|  ter dökmek | bir iş yapmak için zahmet çekmek, emek vermek – | |
|  terane | Çok tekrarlandığından usanç verici bir durum alan söz – | |
|  terbiye | Araba hayvanlarının dizginleri – | |
|  terelelli | Hafif kaçık, dengesiz olan – | |
|  terennüm | Anlatma, ifade etme | |
|  terennüm etmek | anlatmak, ifade etmek – | |
|  teres | pezevenk | |
|  tereyağı | bön, aptal, anlayışsız (kimse) | sıfatisim | 
|  tereyağlanmak | gereksiz bir biçimde nazik konuşmak, nazik konuşmaya çabalamak | fiil | 
|  terhis etmek | bırakmak, terk etmek | |
|  terlemek | Bir iş yaparken yorulmak veya o işi çok emek harcayarak güçlükle başarmak – | |
|  terletmek | Sıkıntıya düşürmek, çokça yormak | |
|  terlik | Beyaz patiskadan dikilen veya yünden örülen takke, başlık – | |
|  terme | Bir tür yaban turpu | |
|  ters | Uygun olmayan, elverişsiz olan; münasebetsiz – Hüseyin Cahit Yalçın | |
|  ters motor | eşcinsel erkek fahişe, travesti erkek fahişe, tv | deyim | 
|  ters pers olmak | fena hâlde bozulmak – | |
|  ters yüz etmek | değiştirmek – Adalet Ağaoğlu | |
|  ters zar | hileli bir tür tavla, barbut zarı | deyim | 
|  tersinmek | Geri dönmek, rücu etmek | |
|  terso | (Kumarda) Kaybeden (el) | sıfat | 
|  terso çekmek | (bir durum, bir kimse) birisine olumsuz etkide bulunmak; o kişi için elverişsiz, uygunsuz olmak | deyim | 
|  tersoluk | (bir iş, bir durum için) elverişsizlik, uygunsuzluk | isim | 
|  tersoya düşmek | güç bir durumla karşılaşmak | deyim | 
|  tertemiz | Kötülük düşünmeyen, günahsız, lekesiz, suçsuz olan; yepyeni – | |
|  tertıp | askerlikte, bir er diğerine, özellikle adını bilmediği birisine hitap ederken kullanılır | isim | 
|  tertip | Hile, düzen, komplo | |
|  tertiplemek | Hile, düzen, komplo hazırlamak | |
|  tertipli | Önceden düzenlenmiş, hazırlanmış | |
|  tesisleri kullanıma açılmak | bekâreti giderilmiş olmak; erdenliğini yitirmiş olmak | deyim | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.