| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  sekiz köşe olmak | Pek neşeli olmak, çok keyifli olmak. Bir şeye çok sevinmek; bir şeyden pek zevk almış bulunmak. | deyim | 
|  sekiz olmak | (Biri ya da bir şey) Çapraşık bir durumda olmak, yapı bakımından karmakarışık bir duruma gelmek. | deyim | 
|  sekize çekmek | (Bir erkek) Kadınla hem vaginal, hem anal yoldan cinsel ilişkide bulunmak. | deyim | 
|  sekize çevirmek | (Bir erkek) Bir kadını hem anal, hem vaginal yoldan elde etmiş bulunmak. | deyim | 
|  sekmek | Kaçmak, savuşmak. | fiil | 
|  seksi | Cinsel çekiciliği olan | |
|  selam çakmak | selam vermek | |
|  sele gitmek | gereksiz yere telef olmak | |
|  selek | cömert | |
|  selektör yapmak | Göz kırpmak | |
|  selen | haber | |
|  selman etmek | eski. Dilenmek, sadaka toplamak. | deyim | 
|  seme tavuk | Ahmak kimse | |
|  semer | Kalçalar, kıç. İSPARTA SEMERİ de denir. | isim | 
|  semere | verim – | |
|  sen jojo | Saint Joseph ortaokul ve lisesinde okuyan çocuk, yeniyetme. | isim | 
|  sen kiminle dans ediyorsun? | ||
|  senaryo | Bir olayı başka bir yöne, bir amaca ulaştırmak için uydurulan yalan – Ahmet Ümit | |
|  sendelemek | Herhangi bir olay karşısında ne yapacağını şaşıracak kadar sarsılmak – | |
|  sendrom | Bir durumun insan üzerinde bıraktığı olumsuz etki | |
|  senek | Çam ağacından yapılmış su testisi | |
|  seninki | Yanındakinin karısından veya kocasından söz ederken kullanılan söz | |
|  seninki can da benimki patlıcan mı? | "senin canının değeri var da benimkinin değeri yok mu" anlamında kullanılan bir söz | |
|  senir | İki dağ arasındaki sırt | |
|  senit | hamur tahtası | |
|  senli benli | Aşırı derecede samimi – | |
|  sepek | Değirmen taşının ekseni | |
|  sepet | Baş, kafa; akıl, zekâ | |
|  sepet havası | (Birisini bir yerden) Kovma, uzaklaştırma, def etme. Okuldan atma, işten çıkarma. Tard. | deyim | 
|  sepet havası çalmak | işinden çıkarmak, sepetlemek – | |
|  sepet havası vurmak | (Birisini bir yerden) Kovmak; okuldan atmak; işten çıkarmak. | deyim | 
|  sepeti çalıştırmak | Kafasını çalıştırmak; aklını, zekâsını kullanmak | |
|  sepetlemek | Başından savmak – Reşat Nuri Güntekin | fiil | 
|  sepetlenmek | kovulmak | fiil | 
|  sepetlik | Göbek çevresindeki karın bölgesi | |
|  sepette pamuğu olmamak | bilgisiz, boş kafalı olmak | |
|  serçe | Polis ajanı, hafiye. | isim | 
|  serde ... var | sözü edilen kimsedeki bir niteliği anlatan söz – | |
|  serin gel! | "sakin ol, soğukkanlı davran" anlamında kullanılan bir uyarma sözü | |
|  serin gelmek | Soğukkanlı olmak, kızmamak, öfkelenmemek, sinirini bozmamak. (Genellikle emir kipinde kullanılır: "-Tutmayın beni! - Huop, serin gel de haşat olmayasın!") | deyim | 
|  sermaye | fahişe – Kemal Tahir | |
|  sermayeyi kediye yüklemek | parasını yiyip bitirmek | |
|  sermek | (Bir konuyla, bir işle) ilgisini kesmek, fazla uğraşmamak, ihmal etmek. | fiil | 
|  serseri mayın | Orada burada amaçsız dolaşan, birdenbire karşılaşılan (kişi, motorlu araç vb.) | deyim | 
|  servi altı | Kabir, mezar, gömüt. | deyim | 
|  ses | Duygu ve düşünce – Yusuf Ziya Ortaç | |
|  ses soluk | Patırtı, gürültü | |
|  seslemek | Dinlemek, kulak vermek | |
|  seslenmek | Sözü birine veya birilerine yöneltmek, birine karşı söylemek; hitap etmek – | |
|  sessiz film çevirmek | Gizlice eylemlerde bulunmak; kimseye belli etmeden yolsuz işler yapmak. | deyim | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.