İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
sürtüşmek | Anlaşamamak, uyuşamamak | |
sürü | Yönlendirilebilen insan topluluğu – | |
sürü sepet | birçok – | |
sürü sürü | Pek çok, sürü hâlinde – | |
sürüklemek | İstekli olmayan birini bir yere götürmek, getirmek – Yakup Kadri Karaosmanoğlu | |
sürüklenmek | İradesi olmadan kendi dışındaki şartlara tabi olup kendini kaptırmak | |
sürükleyici | İlginin sürmesini sağlayan | |
sürülmek | Uzaklaştırılmak; nefyedilmek – | |
süründürmek | Güçlük ve sıkıntıya uğratmak | |
sürünmek | Yoksul ve perişan yaşamak – Necip Fazıl Kısakürek | |
süt | Motorlu taşıtların yakıtı | |
süt çocuğu | Davranışları dolayısıyla küçük olduğu düşünülen kimse | |
süt kuzusu | Çok küçük çocuk, bebek, yavru | |
sütlaç | Aptal, salak kimse | sıfatisim |
sütlaç olmak | Darmadağın duruma gelmek, perişan olmak | deyim |
sütliman | Gürültüsüz, olaysız – | |
sütsüz | Kötü soydan gelen, sütü bozuk (kimse) – | |
sütsüzlük | Kötü soydan gelme, sütü bozuk olma durumu | |
sütun | Oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey | |
sütü bozuk | Kötü soydan gelen (kimse) – | |
süveyda | Kalpteki gizli günah | |
süzme | Kötü, aşağılık, malın gözü (kimse) | sıfat |