| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  siklememek | Değer ve önem vermemek, aldırış etmemek | |
|  sikli baba tekkesi | İlgili ilgisiz herkesin uğrayıp kaldığı yer, "yolgeçen hanı", "dingonun ahırı". | deyim | 
|  sikmek | (Erkek için) Cinsel ilişkide bulunmak | fiilkafa sikmek  | 
|  siktir | "defol!" anlamında kullanılan bir söz | |
|  siktir çalmak | Kovmak, def etmek. | deyim | 
|  siktir et | "aldırma, önem verme!" anlamında kullanılan bir söz | |
|  siktir etmek | Boş vermek, fazla önem vermemek. | deyim | 
|  siktirici | Bayağı, aşağılık, adi | |
|  siktirip gitmek | başını alıp gitmek | |
|  siktirmek | Defolup gitmek | fiil | 
|  siktirname | Kovulma belgesi; işten, okuldan atılma belgesi | isim | 
|  silah | Savunmak veya saldırmak için kullanılan nesne, etken araç | |
|  silah arkadaşı | Aynı ülküyü benimseyen kimseler | |
|  silah patlamak | savaş başlamak | |
|  silahşor | Bir ideolojiyi bağnaz bir biçimde savunan kimse | |
|  silik | Kendini gösteremeyen, dikkati çekmeyen veya önemli ve belirli olmayan – | |
|  sililik | iffetlilik | |
|  silinmek | Birden yok olmak, gözden kaybolmak – | |
|  silkelemek | (Toplu taşımada) Yolcuyu indirmek – Attilâ İlhan | |
|  silkelenmek | elenmek | |
|  silkinmek | Bir şeyi üstünden atmak, ondan kurtulmak | |
|  similya | Erkeklik organı, penis. | isim | 
|  simit | İnce bulgur | isim | 
|  simite takmak | (Bir sporcu, bir spor takımı) Rakibi sıfıra karşı yenmek. | deyim | 
|  sinek avlamak | müşterisi olmayıp boş oturmak | |
|  sinek kaydı | "Kel kafa, silme kel baş" anlamında kullanılır. | deyim | 
|  sinema | ilginç olay ya da ortam. | isim | 
|  sinif | Herhangi bir uyuşturucu maddeyi, uyuşturucu tozu, uyuşturucu dumanını burna çekme. | isimsnif  | 
|  siniflemek | SİNİF (bakınız) yapmak, burundan uyuşturucu madde çekmek. | fiil | 
|  sinir | Kas kirişi ve zarı | |
|  sinir küpü | Çok sinirli | |
|  sinir spor | Sinir bozucu, sevimsiz şey, kimse. | deyim | 
|  sinirlemek | Sindirmek, hazmetmek | |
|  sinirli | Kolayca ve çabuk sinirlenen; asabi – | |
|  sinirsiz | sakin | |
|  sinkaf | Erkek cinsel organı ile ilgili bütün küfür ve kötü sözlerin, Arap harflerinden “sin” ve “kaf” harflerini kullanarak güzel adlandırmaya yönelik kısaltılmış biçimi | |
|  sinkaf etmek | (Erkek) Cinsel ilişkide kullanmak, düzmek. | deyim | 
|  sinkaflamak | Düzmek. | fiil | 
|  sinkaflı | işaretli, hileli iskambil kâğıdını niteler. | sıfat | 
|  sinkav | Ev, konut. | isim | 
|  sinkef | isimsinkaf  | |
|  sinyal | Dilenme, dilencilik | isimsinyalci  | 
|  sinyal çekmek | deyimsinyal geçmek  | |
|  sinyal geçmek | Dilenmek. | deyim | 
|  sinyal yapmak | Dilenmek. | |
|  sinyalci | dilenci | isim | 
|  sinyalcilik | Dilencilik, başkalarını açındırarak para ve çıkar elde etme eylemi. | isim | 
|  sinyale yatmak | deyimsinyal yapmak  | |
|  sipali | Paraya verilen ad. | |
|  sipali alıkmak | Para almak. Para kazanmak. | deyim | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.