| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  piliç | Genç, güzel ve alımlı kız veya kadın | isim | 
|  piliç yolmak | Genç ve güzel bir kadını ya da kızı soymak, giysilerini, çamaşırlarını çıkarmak | deyim | 
|  piliz | ||
|  pilot | (Alkol, uyuşturucu kullanarak) Çok sarhoş olmuş kimse | isimyedek pilot  | 
|  pinav | Kalkmak, ayağa kalkmak | isim | 
|  pineklemek | Boşa zaman harcamak | |
|  pinpon | Yaşlı, çökmüş | isim | 
|  pipo temizlemek | (Erkek) Cinsel ilişkide bulunmak, düzmek | deyim | 
|  pir | Herhangi bir konuda, bir meslekte deneyim kazanmış, eskimiş kimse; guru | |
|  pir ol! | "çok yaşa, var ol" anlamında kullanılan bir beğenme sözü | |
|  pirelenme | kuşkulanma | |
|  pirelenmek | kuşkulanmak – | |
|  pireli | Her şeyden bir anlam çıkaran, kuşkulu, işkilli, vesveseli olan | |
|  pirelli | Edilgin eşcinsel erkek | isim | 
|  piriz | Rakı | isimpiyiz  | 
|  pirpiri | pırpırı | |
|  pirpirim | semizotu | |
|  pirüpak etmek | tamamen kurtarmak, rahatlatmak, huzura kavuşturmak | |
|  pirüpak olmak | tamamen kurtulmak, rahatlamak, huzura kavuşmak – | |
|  pisik | kedi | |
|  pisletmek | Kötü bir duruma sokmak | |
|  pislik | Kötü, zararlı davranış veya iş – Hüseyin Cahit Yalçın | |
|  pislikçi | Ağza alınan bir miktar sarı leblebiyi çiğneyerek birinin üstüne püskürtüp üzerinde pislik olduğu bahanesiyle cebindeki paraları çalan kimse | isimpislikçilik  | 
|  pislikçilik | Pislikçinin işi | isimpislikçi  | 
|  piston | İltimas, kayırma, arka çıkma | isim | 
|  piston kırmak | Kullandığı taksi ya da dolmuşun sahibinden habersiz, otomobili kendi keyfi için, gezip tozmak için kullanmak. | deyim | 
|  pistonlu | İltimaslı, kayırılan, "torpil"li kimse. | sıfat | 
|  pişar | İşeme, çiş etme. | isim | 
|  pişar naşlatmak | İşemek, çiş etmek. | deyim | 
|  pişirmek | Çalışarak öğrenmek | fiilişi pişirmek  | 
|  pişpirik | Bir iskambil oyunu, pişti. | isim | 
|  pişti olmak | bir ortamda birbirinden habersiz olarak aynı giyim kuşam içinde karşılaşmak | |
|  piyanço | Bit. | isim | 
|  piyano | yavaş konuşmak mânâsında kullanılan bir kelime. | zarf | 
|  piyano peniz | Yavaş sesle, kısık sesle konuşma. | deyim | 
|  piyasa yeri | Fuhuş yapmak üzere müşteri aranan yer – | |
|  piyasaya almak | Birisine önem vermek, (birisinin) varlığını, önemini kabul etmek. | deyim | 
|  piyasaya düşmek | kadın para karşılığında cinsel ilişki kurmaya başlamak | |
|  piyastos | Birini yakalama, tutuklama, ele geçirme, enseleme | isim | 
|  piyastos etmek | Birisini yakalamak, tutmak. | deyim | 
|  piyastos olmak | Birisi yakalanmak, tutulmak, tutuklanmak. | deyim | 
|  piyaz | Bir çıkar sağlamak düşüncesiyle söylenen övücü söz – | |
|  piyaz doğramak | deyimpiyaz kesmek  | |
|  piyaz kesilmek | Pohpohlanmak. | deyim | 
|  piyaz kesmek | Pohpohlamak, yalandan övmek, yüze gülmek, maksatlı iltifat etmek. | |
|  piyaz yapmak | eş anlamlı PİYAZ KESMEK: | deyim | 
|  piyaza gelmek | Maksatlı övgüye, pohpohlanmaya kanmak. | deyim | 
|  piyazan | İçkici, ayyaş. Sarhoş. | isim | 
|  piyazcı | Yüze gülücü, içten olmayan davranışlarda bulunan kimse | sıfatisim | 
|  piyazcılık | Pohpohçuluk. | isim | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.