İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
peşkir parası | ||
peşrev | Sevişmenin, cinsel ilişkinin ilk aşaması; ön oyun | isimel peşrevi |
peşrev atmak | Elle sarkıntılık etmek | deyimpeşrev |
peştamal kuşanmak | bir zanaatta ustalık kazanmak | |
petek | Balçıktan yapılan ve dikine duran sandık biçimindeki tahıl ambarı | |
petka | Kıç, göt, anüs | isimputka |
petkası sıkmak | Cesaret etmek; bir şeyi yapabilecek gücü, cesareti olmak | deyim |
petkayı sıkmak | Güç koşullara dayanmak, azmetmek, sabırla direnmek | deyim |
peto | Gömlek cebi | isim |
peydahlanmak | Peydahlamak işi yapılmak – | |
peygamber vitesi | (Yakıttan tasarruf için) Araç giderken boşa alınmış vites | |
peyganber olmak | Çok sarhoş olmak, esriyip kendisini kaybederek bilinçsiz sözler söylemek | deyim |
peyganber vitesi | (Yakıttan tasarruf için) Araç giderken boşa alınmış vites | deyim |
peyke kurusu | Yıllarını kahvelerde sabahlayarak geçirmiş kimse; yaşlanmış PEYKECİ | deyimpeykeci |
peykeci | Eski. Gecelerini sabahçı kahvelerinde geçiren kimse; yersiz yurtsuz, avare kimse | isim |
peynir | Parasal çıkar | isim |
peynir ekmek gibi yemek | (Özellikle, hapiste geçen zamanı) Kolayca atlatmak, savuşturmak | deyim |
pezevenk | Gizli ve yasal olmayan cinsel ilişki öncesinde aracılık eden kimse; dümbük, godoş, muhabbet tellalı, teres, kavat, astik, dasnik | |
pezo | Muhabbet tellalı, fuhuş aracısı, pezevenk | isim |
pılı pırtı | eşya | |
pılo | Erkeklik organı, penis | isim |
pır | Bir anda savuşmayı, kaçmayı, ortadan kayboluvermeyi belirtmek için kullanılır | isim |
pır etmek | Kaçmak, savuşmak, bir anda ortadan kaybolmak | deyimpırlamak |
pırasa mı dedin? | Birisinin söylediği bir sözle alay etmek, bu sözün anlamsız, geçersiz olduğunu belirtmek için kullanılır | deyim |
pırıl pırıl | Birikimli, eksiği olmayan, geleceği parlak – | |
pırıltılı | Süslü, özentili – | |
pırlamak | ||
pırna | Rakı | isim |
pırnik | Uyuşturucu madde | isim |
pırpır | Kola takılan, astsubayın rütbesini gösteren işaretler | isim |
pırpırı | Uçarı, hovarda | |
pırpırlı | "Astsubay" anlamında kullanılan bir söz – | |
pırtı | Ufak tefek ev eşyası | emir-kipipılı pırtı |
pıymak | Eski. Kaçmak, savuşmak | fiilfıymak |
piç | Terbiyesiz, arsız çocuk | |
piç etmek | yapayım derken bozmak, çıkmaza sokmak | |
piç kurusu | Soysuz ve yaramaz kimse | |
piçiz | ||
piiz | ||
pil | Sivil polis; gizli ajan | isim |
pilaçka | Bedava, parasız, beleş (nesne, şey) | sıfatisim |
pilaçkadan | Parasız olarak, bedava yoldan, beleşten | zarf |
pilajcı | Özellikle plajlarda çalışan hırsız | isim |
pilaka | ||
pilaki | Aptal, ahmak | |
pilaki yapmak | Dövmek, yaralamak, perişan duruma getirmek | deyim |
pilav | Kalçalar, kıç | isim |
pilavcı | Özellikle kalçalardan, anal ilişkiden hoşlanan (erkek) | sıfatisim |
pilavdan gitmek | Aktif olarak, anal ilişkide bulunmak, düzmek | deyim |
pili bitmek | Güçsüz kalmak, gücü bitmek | deyim |