İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
maymunlaşmak | Taklitçi davranmak – | |
mayna | Bırakılma, son verilme | |
mayna etmek | fırtına yatışmak | |
mayna olmak | kavga, çatışma vb. yatışmak, bitmek, son bulmak | |
maytab | ||
maytaba almak | Alay etmek, (bir kimseyle, o farkına varmadan) alay etmek; alaya almak, eğlenmek | deyim |
maytaba gelmek | (Kendisiyle) Alay edilmek; alay konusu olmak | deyim |
maytap | Alay, eğlence. (Birisiyle, bir nesneyle, bir olayla) Alay etme, alay ederek eğlenme | isim |
maytap etmek | Alay etmek | deyimmaytaba almak |
maytap geçmek | biriyle alay etmek | |
mazgal | Dişilik organı, vagina | isim |
mazın | hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde | |
mazmoz | (Yeraltı dünyasında) Tehlikeli bir iş yaptıracak kişiyi göreve çok iyi olanaklarla hazırlama, tavlama | isim |
mazo | Mazohist, acı duyumuyla cinsel doyuma ulaşan kimse, özezer (kimse) | sıfatisim |
mazot | İçki, sigara, uyuşturucu vb. | isim |
mazot almak | Tiryakisi olduğu içki, sigara, uyuşturucu vb.ni içmek | deyim |
mazotu yerinde olmak | İyice içki içmiş, uyuşturucu vb. kullanmış olmak | deyim |
medeniyet yuları | kıravat | deyim |
medreseye düşmek | içinden çıkılmaz boş tartışmaların konusu olmak | |
medya maydanozu | Televizyonlarda sık sık programlara katılarak her konuda fikir beyan eden kimse | |
medya maymunu | Medyada gerekli gereksiz, sık sık görünen kimse | |
mefred baba | eski. Erkeklik organı, penis | deyimmüfred |
mehtap | Bir tür uyuşturucu, pesoteye | isim |
mehter yürüyüşü | Ağır aksak giden iş – Hasan Basri Akgiray | |
mehterhane | cezaevi – | |
mek | Bir | sıfatmart |
mekacı | eski. Kumar oynanırken tefecilik yapan (saat, yüzük vb. eşyayı düşük fiyata satın alan ya da faizle borç veren) kimse | isim |
mekân | Yasadışı işlerin döndüğü yer, özellikle kumarhane | |
mekâncı | Yasadışı işler çevrilen yerin sahibi, o yeri yöneten ve denetleyen kimse, özellikle kumarhane sahibi ya da yöneticisi | isim |
mekanik | Düşünmeden yapılan | |
mekanizma | Oluş, ortaya çıkış, işleyiş – | |
mekteb | ||
mektebe başlatmak | eşya vb.ni elden çıkarmak, satmak | deyim |
mektebe koymak | ||
mektep | genelev | |
mektep çocuğu | Acemi, toy – | |
mektep edilmek | Satılmak | deyim |
mektep etmek | Satmak | deyim |
mektep görmemiş | kaba, saygısız | |
mektuplaşmak | Karşılıklı olarak ateş etmek, karşılıklı olarak kurşun yağdırmak; müsademe yapmak | fiil |
memet | eski. Yüz liralık banknot | isim |
memiçkof | Penis, erkeklik organı | isim |
memiş | (Kadında, kızda) Göğüs, meme | isim |
memleket | İstanbul kentinin Beyoğlu semti | isim |
memlekete hayır yapmak | (Erkek) Bir kızla cinsel ilişkide bulunarak onun bekâretini gidermek | deyim |
memnu meyve | Dokunulması, elde edilmesi yasaklanan şey | |
menekşe | Mavi ispirto, cilacı ispirtosu | isim |
menekşesi sıkmak | Cesareti olmak, cesaret etmek | deyim |
mensul | Esrar; uyuşturucu madde | isimmenzul |
menzile varmak | hedefe ulaşmak |