İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
hilaf | yalan | |
hilaliahmer | (Kızılay kurumunun eski adı) Bönlük derecesinde iyi niyetli olduğu için herkese karşılıksız yardım eden; bu niteliği kötüye kullanılan kimse | isimkızılay |
hilaliahmere konuşmak (etmek, eylemek) | Boşa, boş yere konuşmak (etmek eylemek) | deyim |
hilton | (Cezaevi, yatılı okul, kışla vb. yerlerde) Konforca iyi nitelikler taşıyan koğuş | isim |
hin | kurnaz | |
hindi | Kolay aldanan kimse; enayi; şaşkın | isim |
hindi baba | ||
hint | ||
hint samanı | Bir tür uyuşturucu madde, esrar | deyim |
hinterland | Kalçalar, kıç | isim |
hinterlant | arkabahçe | |
hizaya gelmek | davranışlarını düzeltmek, yola gelmek – | |
hizmetçi baldırı | Çok kalın sarılmış (esrarlı) sigara; çift kâğıt | deyim |
hoca | Kumar, dolandırıcılık, uyuşturucu madde alışverişi gibi işlerde yıllarını geçirmiş, deneyimli kimse | isim |
hokka | Anüs, makat | isim |
homoş | Eşcinsel, özellikle edilgin eşcinsel (erkek) | sıfatisim |
hop dedik | Yavaş ol, dur, bekle; ne dediğini bil gibi anlamlarda kullanılır | deyim |
hop demek | (Bir yerden) Kalkıp gitmek; hızla kalkıp uzaklaşmak | deyim |
hop etmek | Aşırmak; çalmak | deyim |
hoppala bebek | Çocukça davranışları olan kimse | |
hora geçmek | beğenilmek, hoşa gitmek, makbule geçmek, kendisine verilen kimsenin işine çok yaramak – | |
hora tepmek | ayaklarını vurarak gürültü etmek | |
horaîn | Eroin | isim |
horanta | Aile halkı | |
horoz | Kabadayı erkek | |
horozoğlu | (Terekede, açıkartırmada) Bilir bilmez pey süren kimse | isim |
hortik | Yaşlı, ihtiyar (kimse) | sıfatisim |
hortiklemek | Yaşlanmak, ihtiyarlamak | fiil |
hortlamak | Aşırı derecede kızmak; çok öfkelenmek | fiil |
hoş aflamak | HOŞAF (bakınız) hale getirmek; (bir kadını, bir kızı) sevip okşayarak kendinden geçirmek | |
hoşaf | Güçsüz, zayıf, kırılıp dökülmüş (kimse ya da nesne) | sıfatisim |
hoşaf etmek | (Birisini) Döverek hırpalamak; dövüp kımıldayamaz hale getirmek | deyim |
hoşaf gibi olmak | HOŞAF (bakınız) özelliği almak; hırpalanıp güçsüz duruma düşmek | deyim |
hoşafına gitmek | Hoşlanmak, beğenmek | deyim |
hoşor | (Kadın için) Şişman ama güzel | sıfat |
hoşur | Şişman, dolgun (kadın) – | |
hödük | Görgüsüz, kaba, anlayışı kıt (kimse) – Abdülhak Şinasi Hisar | |
hökelek | gösteriş | |
höpürdek | Aceleci ve sabırsız (kimse) | |
höst | Bir kimseyi uyarmak için kullanılan bir seslenme sözü | |
hötö | eş anlamlı HÖTÖRÖF | sıfathötöröf |
hötör | eş anlamlı HÖTÖRÖF | sıfathötöröf |
hötöröf | Edilgin eşcinsel (erkek) | sıfatisim |
hud | ||
hudut | Bir şeyin varabildiği en son nokta | |
hummalı | Sıkı, yoğun, hararetli – | |
hurda | Altın lira, 18 ayar altın | isim |
hurdahaş olmak | aşırı ölçüde yorulmak | |
hurma | Esmer güzeli | isim |
hüdayinabit | Başıboş büyümüş (kimse) |