İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
fink | "Hiçbir şeye aldırmadan gönlünce gezip eğlenmek" anlamına gelen fink atmak deyiminde geçen bir söz – | |
fino | esrar | sıfatisim |
firavun | Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse | |
firavunluk | Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse olma durumu | |
firez | ekin – | |
firigo | ilişki kurulması güç (kimse), soğuk nevale | sıfatisim |
firik | Olgunlaşmak üzere olan tahıl – | |
firikiğe yatmak | (erkek için) firikik yakalamak (bakınız) amacıyla uygun bir yerde, ortamda tetikte durmak, beklemek | deyimfirikik yakalamak |
firikik | (kız veya kadın) vücudun belirli bölümleri (örneğin, göğüsler, bacaklar vb.) istenerek ya da istenilmeden, olağandan çok görünme | isim |
firikik vermek | firikik (bakınız) olmak; frikik yapmak | deyimfirikik |
firikik yakalamak | (erkek için) bir firikik (bakınız) durumuna rastlamak | deyimfirikik |
firişte | Feriştah'ın bir başka kullanımı | |
firma olmak | (kişi) ün kazanmak, nam kazanmak | deyim |
fiskelemek | Hafifçe sitem etmek | |
fişek | İki sigarada kullanılabilecek miktarda esrar – Erhan Akyıldız | isimfişek atmak |
fişek atmak | Uyuşturucu kullanmak; bir seferlik eroin çekmek; bir hap yutmak | |
fişeklemek | (erkek için) cinsel ilişkide bulunmak; düzmek | fiilfişek |
fişi çekmek | dünya ile ilgisi kesilmek. esriyip sızmak, uyumak vb. nedenlerle bilinci yitmek | deyimtak fişi bitir işi |
fişteklemek | (birini) kışkırtmak | |
fit | ödeşme | |
fit olmak | ödeşmek | |
fitil | çok sarhoş | sıfat |
fitil açmak | bir tür sokak kumarı: 2 cm. enindeki gaz lambası fitili helezon biçiminde bükülür, ortasına bir kalem konulur; oynayanın amacı, fitili bir ucundan çekip kalem düşmeden kaldırmaktır | deyim |
fitil gibi | çok sarhoş | |
fitil olmak | sarhoş olmak | |
fitilci | Kargaşalık çıkaran kimse | isim |
fitili yutmak | aldanmak, kanmak | deyim |
fitillemek | Birini kızdırmak veya kışkırtmak, fitil vermek | |
fitillenmek | Kızdırılmak, kışkırtılmak | |
fitne fücur | fitneci | |
fiya | "koş, git" anlamında kullanılır | deyimfıymak |
fiyaka satmak (veya sökmek) | gösteriş yapmak, caka yapmak, çalım satmak – | |
fiyangolu | süslü püslü | sıfat |
flamasız | (kişi için) hiçbir görüşe bağlı olmayan | sıfat |
flaş | uyuşturucu maddenin (özellikle eroinin) kullanımın ilk anlarında verdiği en yoğun keyif | isim |
fol | cüzdan, portföy | isim |
foldurfoş | uzun zamandır çok sayıda erkekle ilişkiye girmiş (fahişe ya da edilgin eşcinsel) | |
follaş | bakınız fallaş | |
folluk | dişilik organı | isim |
fon dip | bardakta ya da şişede kalan içkiyi bir kerede sonuna kadar içme | deyim |
fon olmak | (birisi, dirileri) bir yere gelerek bir olaya karışmak, tanık olmak | deyim |
fonda | bakınız funda | |
fora | (silahı, giysiyi vb.) çıkarma | isim |
fora edilmek | çıkarılmak | deyim |
fora etmek | çıkarmak – Çetin Altan | |
fori | eski. kantocu ya da oyuncu kadın sahneyi terk ettikten sonra, seyircinin yaptığı davet tezahüratı | isim |
forici | sevdiği kantocu ya da oyuncunun sahneye tekrar çıkması için tezahürat yapan kimse | isim |
formalist | bürokrat | |
formalite | Önem verilmediği hâlde bir zorunluluğa bağlı olarak yapılan biçimsel davranış – | |
formaliteci | biçimci |