| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  kurutuvermek | Yok etmek – | |
|  kuskunsuz | Perişan, derbeder | |
|  kuskunu düşük | Gözden düşmüş (kimse) | |
|  kuskunu koparmak | Kaçmak, savuşmak | deyim | 
|  kusmak | Bir olayı reddetmek – Tarık Buğra | fiilkokuşmak  | 
|  kusur | Erkeklik organının ucunda bulunan sünnet derisi, sünnet edilerek alınacak bölüm; gulfe – | isim | 
|  kuş | (Dolmuşçu, minibüsçü için) Yolun kenarında, binecek araç bekleyen yolcu | |
|  kuş dili | Genellikle çocukların kelimelerin başına veya hecelerin arasına başka heceler ekleyerek oluşturdukları bir konuşma türü | |
|  kuş kaldıran | Erkeklik organının sertleşmesine yol açan (kimse, olay, özellikle yiyecek) | deyim | 
|  kuşaklanmak | Çepeçevre sarılmak – | |
|  kuşçu | Muhabbet tellalı, fuhuş aracısı, pezevenk | isim | 
|  kuşdili | Sözcükler arasına tekdüze heceler yerleştirerek uygulanan bir tür konuşma biçimi. Örneğin: [Be-ge-ne-ge] (ben) [sa-ga-na-ga] (sana) [bi—gi—ti—gi—gim] (bitiğim)... gibi | deyimaganigi  | 
|  kuşlama | Özensizce, gelişigüzel bildiri dağıtma | isim | 
|  kuşlamak | (Bir sınav, bir ders için) Çok çalışmak; başka konularla ilişkisini keserek, yoğun biçimde çalışmak | fiilineklemek  | 
|  kuşu kalkmak | Erkeklik organı dikelmek – | |
|  kuşu ötmek | Erkeklik organı, cinsel birleşme ve dölleme yetisi taşımak – | |
|  kuşu uyanmak | (Yeni ergen erkek çocuk) Erkeklik organı sertleşir olmak | deyimkuşu ötmek  | 
|  kutsal mantar | Bir tür uyuşturucu madde; psilobine | deyim | 
|  kutu | Bir kimsede, bir yerde, bir şeyde iyi veya kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz | |
|  kutu hakkı | (Kumarhane gibi yerlerde) Kazanan kişinin, kumar oynatan kişiye kazancından verdiği yüzdelik | deyim | 
|  kutup | Birbiriyle karşıt olan şeylerden her biri – Necati Cumalı | |
|  kutupbaşı | Birbiriyle karşıt olan kutuplardan her birinin lideri | |
|  kuyruğu titretmek | ölmek – | |
|  kuyruğunu kıstırmak | birini güç bir duruma düşürmek | |
|  kuyruğunu kıvırmak | Korkmak, dehşete kapılmak nedeniyle sinmek | deyim | 
|  kuyruk | Birisinin arkasına takılıp ondan ayrılmayan kimse | |
|  kuyu | İçinden çıkılamayan durum veya yer | |
|  kuyucu | Anal ilişkiden hoşlanan (aktif erkek) | sıfatisim | 
|  kuzu | Deneyimsiz, toy kimse | |
|  kuzu dişi | peynir dişi | |
|  kuzu kuzu | Hiç ses çıkarmadan, karşı gelmeden, uysal bir biçimde – | |
|  kuzuluk | Yumuşak huyluluk | |
|  küçük | Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse | |
|  küçük bey | Çıtkırıldım, şımarık genç – | |
|  küçük çapta | Belirli bir ölçüde | |
|  küçük gelmek | (Bir işle gereğince uğraşmak, birisiyle tam bir ilişkiye girmek vb. için) Yeterince gelişkin olmamak, yeterli olmamak, toy, acemi olmak | deyim | 
|  küçük şef | Bir tür uyuşturucu; peyotl, pesoteye | deyim | 
|  küçüklük | İnsana yakışmayacak, insanın değerini azaltacak davranış – | |
|  küçülmek | Değer ve onurunu azaltacak davranışta bulunmak | |
|  küçültmek | Değerini ve onurunu azaltmak – | |
|  küf | pas | |
|  küf bağlamak (veya tutmak) | unutulmak | |
|  küfe | kıç | isimküfelik  | 
|  küfeci | Özellikle kalçalardan hoşlanan erkek | isim | 
|  küfeden gitmek | (Erkek) Aktif olarak, anal ilişkide bulunmak. Anal koit yapmak | deyim | 
|  küfelik | Kendi kendine yürüyemeyecek derecede sarhoş kimse – | sıfat | 
|  küflenmek | Zamanı geçmek – Yakup Kadri Karaosmanoğlu | |
|  küflü | Zamanı geçmiş | isimküflüce  | 
|  küflüce | mantar hastalığı | |
|  kül bağlamak | gücünü, etkisini yitirmek | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.