İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
götten atmak | Yalan söylemek, kafadan uydurmak | deyim |
götten bacak | Kısa boylu ve şişman kimse | |
götten doğmak | Doğuştan şanssız olmak | deyimgötten fırlama |
götten fırlama | Her türlü kötülüğü yapabilecek kimse | deyim |
götten özürlü | Edilgin eşcinsel erkek | deyim |
götü açık | Serseri, yoksul; kılıksık | deyim |
götü boklu | Yeniyetme; toy, acemi | deyim |
götü görünmek | Gerçek niteliği (hataları, kusurları) ortaya çıkarmak | deyim |
götü kalkmak | Kendi yetenekleriyle üstesinden gelemeyeceği bir işi başarabilirim sanmak; kendisine birden güvenivermek | |
götü kırmızı | Maymun | deyim |
götü kurtarmak | Belalı bir işten sıyrılmak; bir badireden asgari zararla kurtulmak | |
götü örümcek bağlamak | ||
götü sıkmak | (Bir işin, bir sorunun) Üstesinden gelmek için yeterli cesareti (bilgisi, deneyimi vb.) olmak | deyim |
götü tutuşmak | Çok telaşlanmak | deyim |
götü üç buçuk atmak | ||
götü varıp gelmek | Büyük korku geçirmek | deyim |
götü yanmak | Çok üzülmek | deyim |
götü yemek | (Bir işi yapabilmek için) Yeterli cesareti olmak | deyim |
götü yere yakın | Kısa boylu, bücür (kimse) | deyim |
götü yosun tutmak | Çok yaşlanmış olmak | deyim |
götün götün | geri geri | |
götünde pireler uçmak | Herkesin uyandığı saatte hâlâ uyuyor olmak | deyim |
götünden anlamak | (Bir mesajı, sözü) Yanlış anlamak | deyim |
götünden büyük osurmak | Beceremeyeceği bir işe girişmek | deyim |
götünden korkmak | Aşırı kuşkulu olmak; kendi kendisinden bile çekinmek; halihazır durumunu yitirmekten korkmak | deyim |
götüne batmak | (Bir şey, bir kimseyi) Durup dururken rahatsız etmek; ilgili olmadığı bir konuya durup dururken karışan kimseler için kullanılır | deyim |
götüne düşmek | (Bir kimse, bir eyleme) Kalkışmak, cesaret etmek (genellikle soru biçiminde ya da olumsuz biçimde kullanılır) | deyim |
götüne kalmak | (Bir iş, bir kimsenin) Cesaret edebileceği, başarabileceği kolaylıkta olmak | deyim |
götüne kına yakmak | Kendisine de bir yararı dokunmayacak bir şey yapıp başkalarına zarar veren kimseler için kullanılır | deyim |
götüne kısmet çıkmak | Yerli yersiz, erkeklik organının sertleştiğini söyleyen kimselere karşı alay yollu kullanılır | deyim |
götüne sokmak | ||
götünü görmek | (Birisinin) Cesaretini sınamak; bir işi başarıp başaramayacağını anlamak | deyim |
götünü yalamak | (Birisine) Yaltaklanmak, dalkavukluk etmek | deyim |
götünü yırtmak | Çok uğraşmak, çok didinmek | deyim |
götünün kılı ağarmak | Yaşlanmak, ihtiyarlamak | deyim |
götünün kılları diyapazon olmak | Çok üşümek; tir lir titremek | deyim |
götürmek | Tümüyle sahip olmak | |
götürücü | Hırsız; kalk gidelimci | isim |
götürüm | Kötü ve güç durumlara karşı koyabilme gücü | |
götüyle balık yakalamak | Çok şanslı olmak | deyim |
götüyle deve izi yapmak | Sakarca hareketler yapmak | deyim |
götüyle gülmek | Gülecek değerde bile bulmamak | deyim |
götveren | Edilgin eşcinsel (erkek) | isim |
gövdelemek | Yemek; yiyip içmek | fiil |
gövdeye atmak (veya indirmek) | oburca yemek – | |
göyük | Yanık, yanmış olan | |
göz açtıran | Amin'ler sınıfından bir tür ilaç, uyarıcı; amfetamin | deyim |
göz banyosu | Güzel olan şeylere hoşlanarak bakma | |
göz bebeği | Çok sevilen, önem verilen kimse vb. – | |
göz göze | Birbirine bakar bir biçimde |