İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
ev tavuğu | Ev kadını, evli kadın | deyim |
evde kalmak | evlenme çağı geçmiş olmak | |
evdeş | Aynı evde oturanlardan her biri – Emine Işınsu | |
evet efendimci | Kendine özgü bir düşüncesi olmadığından veya hoş görünmek için karşısındakinin her sözüne "evet efendim" diyen kimse | |
evi sırtında | Yeri yurdu olmadan herhangi bir yerde yaşayan | |
evin | Bir şeyin içindeki öz; lüp | |
evinlenmek | Buğday, arpa vb. olgunlaşmak | |
evinli | Özlü ve dolgun (tohum) | |
evinsiz | Boş, kof olan | |
evirgen | İşini bilen, ölçülü ve hesaplı iş gören | |
eviri | Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı | isim |
evlek | Çeşitli dönemlerde belirli para birimleri için kullanılmıştır | isim |
evleklik | Belirli sayıda EVLEK eden; ...evlek değerinde | sıfat |
evlenmek | (Erkek) Geneleve gitmek | fiil |
evlere şenlik | beğenilmeyen, olumsuz karşılanan bir durum, bir davranış karşısında söylenen bir söz | |
evlilik çanları | LSD, lizerjik asit di-etilamid | deyim |
evliya | Çok içkili kimse, aşırı sarhoş | isim |
eyç | ||
eyi etmek | ||
eyyam efendisi | eyyam ağası | |
eyyam reisi | eyyam ağası – | |
ezan | Horoz sesi, horoz ötüşü | isim |
ezan okumak | Bağıra çağıra, uzun uzun azarlamak | deyim |
ezgin | Uzun süredir hapiste olan kişi; kıdemli, duruma alışmış, mütevekkil mahkûm | isim |
ezilmiş | Kendisine baskı yapılmış, hakları elinden alınmış | |
ezmek | harcamak – Sait Faik Abasıyanık | |
ezvak | eski. Genelevde çalışan fahişenin sürekli öncelikli müşterisi | isim |