İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
dokumak | En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak | |
dokundurmak | Bir şeyi üstü kapalı ve sitem yollu hatırlatmak; tariz etmek | |
dokunmabana | kanser | |
dokunmak | Tedirgin etmek, rahatsız etmek; batmak – | |
dokunulmaz | Hiçbir biçimde eleştirilemez – | |
dokurcun | Ot veya ekin yığını | |
dokuz canlı | Kolay kolay ölmeyen | |
dol dola getirmek | inandırmak, ikna etmek | deyim |
dolabı bozulmak | hilesi ortaya çıkmak | |
dolaşmak | Çok kimse tarafından söylenmek | |
doldurmak | Canlılık kazandırmak – Haldun Taner | |
dolduruş yapmak | dolduruşa getirmek | deyim |
dolduruşa gelmek | aldanmak, kanmak; özellikle, kendi kendisinin ya da bir eşyasının nitelikleri konusundaki abartılı sözlere kanmak | deyim |
dolduruşa gelmek (veya kapılmak) | olumsuz yönde yönlendirilmek, kışkırtılmak | |
dolduruşa getirmek | birini çeşitli yollarla pohpohlayarak yönlendirmek, kışkırtmak, gaza getirmek – | |
dolgun | Öfke, kızgınlık, kırgınlık vb. duygularla dolu – | sıfat |
dolma | Yalan, hile, dalavere | |
dolma yemek | yalana kanmak | deyim |
dolma yutmak | kanıp aldanmak | |
dolmacı | hileci | |
dolmacılık | hilecilik | |
dolmak | Sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek | |
dolmuşa binmek | deyimdolduruşa gelmek | |
dolmuşa getirmek | deyimdolduruşa getirmek | |
dolmuşçuluk | Biri sahte dolmuş sürücüsü, diğer ikisi sahte yolcu olan üç kişi tarafından gerçekleştirilen yankesicilik | isim |
dolu | Bir duygunun güçlü etkisinde olan | |
doludizgin | Tam anlamıyla olan – | |
doludizgin gitmek | kendini kaptırıp sürüklenmek – | |
dolukmak | Göz yaşarmak, ağlayacak duruma gelmek | |
domalmak | Elleri, diz ve dizlerden aşağısını yere değdirerek kalçayı havaya kaldırıp durmak | |
domur | kabarcık | |
domuz | Hain, aksi, ters, inatçı, hınzır kimse – | |
domuz gibi | kötü huylu ve hain | |
domuzluk | Su değirmeninde çarkın bulunduğu ve döndüğü yer | |
don | giysi | |
don gömlek | Üzerinde sadece iç çamaşırı var denilecek kadar soyunmuş durumda – | |
don kesmek | bitki soğuktan bozulmak, donmak | |
donam | Bir evin kapı, pencere, tavan, döşeme vb. bölümleri | |
donanımlı | Herhangi bir konuda eğitimi, bilgisi, becerisi çok olan | |
donanımsız | Herhangi bir konuda eğitimi, bilgisi, becerisi olmayan | |
donanma cemiyeti | Kasıtlı olarak yangın çıkaran kimse | deyimkızıl bayram |
donatmak | sövmek | fiil |
dondurmak | sabitlemek | |
dondurulmak | Beklemeye alınmak | |
dondurulmuş | Beklemeye alınmış | |
donmak | Beklenmedik bir durum karşısında birden hareketsiz kalmak – Ömer Seyfettin | |
donra | Saç kepeği | |
donsuz | Yoksul olan | |
donuk | Canlılığı az olan, durgun, uyuşuk (kimse) | |
donuna etmek (veya kaçırmak veya doldurmak veya yapmak) | çok korkmak |