Çevrim İçi Türkçe Argo Sözlüğü
iş tutmak
deyimpul tutmak arşı tutmak ayak tutmak ışık tutmak topa tutmak temel tutmak torba tutmak tıraşa tutmak caddeyi tutmak nabzını tutmak sancısı tutmak ucundan tutmak avucunun içinde tutmak küf bağlamak veya tutmak nasır bağlamak veya tutmak alargada durmak veya tutmak iştah işleme işlik işkembe
- cinsel ilişkide bulunmak
- (Erkek için) Cinsel ilişkide bulunmak, düzmek.
Pişekâr-Efendim, 'el-mâzî lâ-yüzker', yani 'geçmiş şeyi zikretmeyiniz' demektir. Senin şimdi hiçbir iş tutacak iktidarın yok mu? (Ortaoyunu, Gözlemeci)
- Cinsel birleşmede bulunmak.
Bir kere ortalık kalabalık sayılmasa bile ormanların kuytuluk bir yerine gidilmeden iş tutulmazdı. (Süavi Süalp, Gene İyi Dayandık)
Ağaçlardan birinin altında iş tutan İkiliyi görünce çok zevklendik; yoldan çıkıp üzerlerine sürdük arabayı. külotlarını filan toplayıp kaçmağa başladılar. (Anthony Burgess-Aziz Üstel, Otomatik Portakal)