| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
|  dıragon | kopuk; vurucu kırıcı, külhanbeyi, kabadayı | isim | 
|  dıral dedenin düdüğü gibi kalmak | kimsesiz, aç, açıkta kalmak | deyim | 
|  dırış | ||
|  dırlamak | gevezelik etmek, boşuna konuşmak | fiilonomatope | 
|  dırnik | deli, çılgın | sıfat | 
|  dış almak | birisinin giysisinin dış ceplerindeki bir şeyi (cüzdan, para vb.) o fark etmeden çekip almak | deyim | 
|  dışarı çıkmak | büyük abdest yapmak | |
|  dışdır | ||
|  dızdız | ||
|  dızdızcı | Basit makinelerle fazla özenilmeden kâğıtlara renkli olarak basılan paraları piyasaya süren kimse | isimdızdızcılık  | 
|  dızdızcılık | Dızdızcının yaptığı iş | isim | 
|  dızdızlamak | ||
|  dızgal | sakal | isim | 
|  dızgallı | sakallı (adam), yaşlı (adam) | sıfatisim | 
|  dızlak | iyi, tıkırında | sıfat | 
|  dızlamak | dızdızcılık yoluyla dolandırmak | fiil | 
|  dızzo | hırsız – | isim | 
|  dibek | pasif eşcinsel erkek | isim | 
|  dibi düşmek | Pek beğenmek, çok hoşlanmak – | |
|  dibi tutmamak | ishal olmak | deyim | 
|  dibini dövdürmek | (Erkek için) pasif eş cinsel ilişkide bulunmak | deyim | 
|  dibini görmek | erkek cinsel ilişkiye aşırı düşkün olmak; uzun bir süre hiç bıkmadan cinsel ilişkide bulunmak | deyim | 
|  didon | züppe | sıfatisimeski | 
|  digan | ben; birinci tekil şahıs zamiri | zamir | 
|  digin | pasif eşcinsel erkek | isim | 
|  dik duruşlu | Düşüncesinden, söylediğinden, yaptığından vazgeçmeyen | |
|  dikbaşlı | İnatçı, bildiğinden dönmeyen, başkasına boyun eğmeyen (kimse); dikkafalı | |
|  dikeç | Bağ çubuğu dikmek için delik açmaya yarayan demir | |
|  dikel | meni | |
|  dikelmek | diklenmek | fiil | 
|  diken diken | Dik duruma gelmiş, dikleşmiş – | |
|  dikenli | Zor, çetin, sıkıntı veya üzüntü veren – | |
|  dikenli yol | Zorluk, sıkıntı ve üzüntü ile dolu olan süreç – | |
|  dikensiz | Sıkıntısız, üzüntüsüz bir biçimde – | |
|  dikilmek | aldatılmak, dolandırılmak | fiil | 
|  dikine | İnat olsun diye – | |
|  dikiş | cinsel ilişki | isim | 
|  dikiş okuması | özellikle İstanbullu Çingeneler arasında belirli bir yolu yöntemi olan ağız dalaşlarında karşılıklı söylenen açık saçık tekerleme; bu tekerlemeleri söyleme | deyim | 
|  dikiz | gözetleme | isimdikizlemek  | 
|  dikiz etmek | bakmak | deyim | 
|  dikiz gelmek | ||
|  dikiz sirkafı | gözlük | deyim | 
|  dikizci | başkalarını, başkalarının mahrem yerlerini ve davranışlarını belli etmeden gözetleyen kimse; röntgenci | isim | 
|  dikizcilik | gözetleyicilik, röntgencilik | isim | 
|  dikize çekmek | gizlice gözetlemek, röntgenlemek | deyim | 
|  dikizlemek | gözetlemek | fiil | 
|  dikizleri aynalaşmak | gözleri parlamak | deyim | 
|  dikkat | İlgi, özen | |
|  dikkat (veya dikkati) çekmek | ilgi toplamak – Necati Cumalı | |
|  diklemek | bir içeceği bardağı veya şişeyi havaya kaldırarak bir kerede içmek; lıkır lıkır içmek | fiil | 
Üstünde durmamak, ilgilenmemek, adam yerine koymamak
anal ilişki
Daha önce Türkçeye yapılmış bir çeviriyi, dilini yer yer değiştirerek yeni bir çeviri gibi sunma; çeviri intihali, çeviri korsanlığı
aldatarak tuzağa düşürmek
Homoseksüel erkek
Erkeklik organı, penis.