İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
bürokrat | Devletle ilgili işlerin yürütülmesinde, kırtasiye işlerini öne sürerek işlemleri zorlaştıran; kırtasiyeci, şekilci, formalist | |
bürokratik | Bürokrasiyle ilgili | |
bürünmek | Herhangi bir görünüşe, kimliğe girmek – | |
büyü | Bir şeyin insan üzerinde bıraktığı, onu şiddetle hükmü altına alacak kadar kuvvetli etki, karşı konulamaz çekicilik; afsun, efsun, füsun, sihir – | |
büyü bozulmak | önceden hissedilen duygular hissedilmez olmak – Ahmet Muhip Dıranas | |
büyücü | Çevresindekileri çabuk ve güçlü olarak etkileyen kimse – | |
büyük | Önemli olan – Tarık Buğra | |
büyük gelmek | Bir eylem, bir iş birisinin beceremeyeceği, üstesinden gelemeyeceği nitelikte olmak | deyim |
büyük kardeş | Eroin | deyim |
büyük oynamak | büyük risk ve beklentilerle bir işe girişmek | |
büyük resim | Bir konuya, olaya ait ayrıntıların oluşturduğu bütün; büyük fotoğraf | |
büyük şef | LSD, lizerjik asit dietilamid | deyim |
büyükbaş | Makam mevki sahibi kimse – | |
büyükçe | Oldukça önemli – | |
büyüklük | Büyüklere yaraşır bağışlayıcı davranış | |
büyülemek | Çekiciliği ile etkisi altına almak, birini kendine bağlamak, teshir etmek – | |
büyültmek | Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, büyük göstermek | |
büyülü | Bir şeyin insan üzerinde bıraktığı, onu şiddetle hükmü altına alacak kadar kuvvetli, karşı konulamaz derecede etkileyici; sihirli, efsunkâr – | |
büyümek | Önem ve değer kazanmak | |
büyürek | Biraz büyük | |
büyütmek | Olduğundan fazla görmek veya göstermek – | |
büzük | Anüs, makat | isim |
büzükdeş | Yakın arkadaş, yoldaş | isim |