İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
çaça | abla | |
çaçalık | Bir işte daha eski, deneyimli olma durumu | isim |
çaçaron | Yüksek sesle, şirretçe ve karşısındakini bezdirip yıldıracak biçimde konuşan (kimse); yandan çarklı – | |
çaçoz | bakımsız | |
çadır kurmak | Erkeklik organı sertleşerek dikelip kişinin giyeceğinde bir kabartı yapmak | |
çağanoz | Düşük omuzlu, eğri adım atan kimse | isim |
çakal | Kurnaz, yalancı, düzenci, aşağılık kimse | |
çakallamak | Sezmek; anlamak | fiil |
çakallık | Hırsızlık | isim |
çakaloz | Niteliksiz; düzeyi düşük (kimse, şey) | isim |
çakanoz | Yankesici | isim |
çakaralmaz | İşe yaramayacak durumda olan, bozuk olan | |
çakaralmazdan gelmek | Duyduğu halde duymamış gibi, anladığı halde anlamamış gibi yapmak | deyim |
çakaroz | Bilme, anlama | isim |
çakaroz etmek | Anlamak, kavramak | deyim |
çakı | Erkeklik organı; zeker, penis | isim |
çakıl | Küçük meme; özellikle genç erkek memesi | isim |
çakılmak | (Bir durum, bir kabahat) Sezilmek, anlaşılmak | fiil |
çakıntı | Sınıfta kalma – Memduh Şevket Esendal | isim |
çakıştırmak | İçki içerken kadehleri birbirine vurmak | fiil |
çakız | Bir durumu anlama, bilme | isim |
çakız etmek | Bir durumu anlamak, kavramak | deyim |
çakma | sahte | |
çakmak | Sezinlemek, anlamak, farkına varmak – Sait Faik Abasıyanık | |
çakmak çakmak | Parlar durumda – | |
çakoz | Anlama, bilme, sezme (durumu) | isim |
çakoz etmek | Anlamak, kavramak, sezmek | deyim |
çakozlamak | anlamak | fiil |
çaksa da ateş almamak | Kendisinden gizli bir şeyler döndüğünü sezmek, ama saptayamamak | deyim |
çaktırmak | Birinin bir şeyi sezmesini sağlamak | fiil |
çalı | Sıska, çok zayıf kimse | isim |
çalı zeybeği | eski. Ödlek, korkak kimse | deyim |
çalımlamak | Bir fırsattan yararlanarak bir başkasının hakkı olan bir şeyi ele geçirmek | |
çalınmak | İnme inmek | |
çalışkan | Sık sık, sürekli cinsel ilişkiye giren (kimse) | sıfatisim |
çalışmak | (Nesneler için) İşe yaramak, işlevi olmak | fiil |
çalıştırmak | Yapmak, etmek, eylemek, hazırlamak | fiil |
çalmak | Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak | |
çamur | Yemek, şölen | isim |
çamura yatmak | sözünü yerine getirmemek | |
çamurluk | Bacak; baldır | isim |
çan | (Kızda, kadında) Meme(ler) | isim |
çanak | anüs | isimçanak ağızlı |
çanak ağızlı | Sır saklamaz | |
çangal | Kadın, kız bacağı | isim |
çantacı | Eşkıya yardımcısı, şaki kalfası – | isim |
çantada keklik | Ele geçirilmesi, elde edilmesi kolay olan; torbada keklik – | |
çapa çupa | Yararsız, değersiz, işlevsiz | deyim |
çapanoğlu | Hileli, kuşkulu, karışık durum | |
çapariz | Engel, mani, ket | isim |