İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
çayağacı | Tavla vb. oyunlarda sürekli yenilip bir şeyler ısmarlamak zorunda kalan kimse | |
çayan | Akrep, yılan, çıyan, kırkayak vb. zehirli hayvan | |
çaycı | Esrar uyuşturucu satıcısı | sıfatisim |
çaycılık | Esrar uyuşturucu madde satıcılığı | isim |
çaykara | Çay kenarında çıkan göze; kaynak, pınar – | |
çaykolik | Çay tiryakisi | sıfat |
çaylak | acemi | |
çaylamak | (Birisine) içmesi için çay hazırlayıp sunmak | |
çek! (veya çek arabanı!) | "git buradan!" anlamında kullanılan bir söz – | |
çeke çeke fıtık olmak | Dumanı zor gelen sigarayı içmeye çabalamak | deyim |
çekek | Kayık, mavna ve küçük gemilerin karaya çekildikleri yer – | |
çekel | Küçük çapa | |
çekelez | sincap | |
çekem | Yeşil yapraklı, dikensi, ateşe atıldığında çatırdayarak yanan bir bitki | |
çekememek | Katlanamamak – Necip Fazıl Kısakürek | |
çekezlemek | Kazanmak özellikle iskambil oyunlarında | fiil |
çeki | Üzüntü, sıkıntı | |
çekici | İlgi ve eğilim uyandıran, beğenilen; alımlı, cazibeli, albenili, cazip, cazibedar, kişmiri – | |
çekik | Japon parası yen | isim |
çekik gözlü | Gözleri şakaklara doğru gerilmiş olan | |
çekilmek | Uzaklaşmak, araya mesafe koymak – | |
çekim | Güçlü bağlılık ve sevgi oluşturan nedensiz duygu – | |
çekirdek | Bir şeyin temelini oluşturan | isim |
çekişmek | Ağız kavgası etmek – Peyami Safa | |
çekiştirmek | Bir kimsenin kötü taraflarını uzun uzadıya sayıp dökmek, dedikodusunu yapmak – | |
çekiver kuyruğunu | "artık ondan hayır bekleme" anlamında kullanılan bir söz – | |
çekizlemek | İçki içmek esrar çekmek | fiil |
çekmek | İçki içmek – | |
çelikleşmek | Güçlenmek, güç kazanmak | |
çelme atmak (veya takmak veya vurmak) | bir işi veya bir kimseyi baltalamak, gelişmesini engellemek – | |
çelmek | Kendi yanına çekmek, beğenisini, sevgisini kazanmak | |
çelmelemek | Bir iş veya kimseyi engellemek | |
çelmelenmek | Bir iş veya kimse engellenmek, baltalanmak – | |
çemiş | Sıska, zayıf (kimse) | |
çemişlik | Çemiş olma durumu | |
çenç | Çalınmış mal hırsızlama eşya | |
çene atmak | Konuşmak söyleşmek | deyim |
çene suyu çorba | Anlamsız boş laf gevezelik | deyim |
çenen pırtı | ||
çenesi kuvvetli | çenebaz | |
çenesini bağlamak | bir kimsenin ölümünü istemek | |
çenesiz | Çok konuşan | |
çeneye kuvvet | Konuşma gücüyle, durmadan konuşup söyleyerek – | |
çentez | Kuruş | isim |
çepel | Güçlü kuvvetli | sıfat |
çerçeve | Gözlük | isim |
çerçeve dağıtmak | Erkek için bir kızın bekâretini bozmak | deyim |
çerçevesini dağıtmak | Gözlüklü birisini dövmek | deyim |
çerden çöpten | Çok narin – | |
çermakçur |