İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
şaapmak | Erkek cinsel ilişkide bulunmak, düzmek | deyim |
şabalak | ||
şaban | Aptal, budala, saf, şaşkın (kimse) | |
şabanlaşmak | Aptal, alık, şaşkın duruma gelmek; aptallaşmak | fiil |
şabanlık | aptallık | isimşabanlık etmek |
şabanlık etmek | aptallık etmek | |
şafak | Askerler arasında terhis için kalan gün sayısından önce söylenen bir söz | |
şaft | Erkeklik organı, penis | isim |
şaftı kaymak | aşırı yorgunluk, üzüntü, yıpranma gibi sebeplerle bedensel ve ruhsal yönden dengesini kaybederek kötü görünmek – | |
şah damarı | En önemli nokta – | |
şaha kalkmak | taşkınlık göstermek, coşmak, kükremek | |
şahane | Hükümdara yakışacak durumda olan | |
şahken şahbaz olmak | bir kimsenin herhangi bir sebeple çirkinliği veya durumunun kötülüğü artmak | |
şahlanmak | Taşkınlık göstermek, coşmak, kükremek – Abdülhak Şinasi Hisar | |
şakayı kakaya çevirmek | şakayken kaka olmak | |
şakayken kaka olmak | el ve dil ile yapılan şakadan, hoş olmayan bir sonuç veya kavga çıkmak | |
şakıf | Erkeklik organı, penis | isim |
şakımak | Konuşmak | fiil |
şakır şukur | Sürekli, devamlı, ara vermeden | deyim |
şakırdatmak | Çiş etmek, işemek | fiil |
şakullemek | yoklamak | |
şalgam | Dişilik organı, vagina, ferç | isim |
şalgam tarlası | Aptalın aptalı, pek bön, çok salak | deyim |
şamdan | eski. Arkadaş, ayakdaş, büzük-deş | isim |
şampanya | Kokain | isim |
şamşırmak | ||
şan vermek | Yüz vermek, değer vermek | deyim |
şantör | Şantaj yapan kimse, şantajcı | isim |
şanzıman | Kadında Göğüsler, memeler | isim |
şap kesilmek | çok şaşırmak, şaşırıp kalmak | |
şapçı | Oğlancı, kulampara | isim |
şapçılık | Oğlancılık, kulamparalık | isim |
şapırt | Bir şeye karşı büyük bir istek duyulduğunu, bu yüzden ağzın sulandığını belirtmek için kullanılır | ünlem |
şappadak | ansızın – Salâh Birsel | |
şapşati | Alık, bön kimse | sıfatisim |
şapşırmak | Şaşırmak, şaşmak. ŞAMŞIR-MAK da denir. | fiil |
şarj etmek | bir şeyi anlamaya, kavramaya başlamak | |
şarlamak | Birisini çok kızarak sertçe azarlamak, Bağırıp çağırmak | fiil |
şartellerini attırmak | Birisini kızdırmak, öfkelendirmek | deyim |
şaşal | Uyuşturucu içilebilecek nargile gibi kullanılan plastik su şişesi | |
şaşı | Şaşkın | sıfatisim |
şaşı olmak | Çok şaşırmak; beklenmedik bir durum karşısında pek şaşırmak | deyim |
şaşkaloz | şaşkın – | |
şaşkoloz | Şaşı | sıfat |
şaşo | Dişilik organı, vagina | isim |
şavalak | Aptal, salak, enayi. ŞABALAK diye de söylenir. | sıfat |
şavullamak | Dikkatle bakıp saptamak; gözüne kestirmek; dikkatle düşünüp amaçlamak. Ender olarak, ÇAVULLAMAK diye de kullanılır. | fiil |
şef | Bir tür uyuşturucu madde; LSD, lizerjik asit dietilamid | isim |
şeftali | Genç kızda, genç kadında Göğüs, meme | isim |
şeker | Bu madde katılarak yapılmış lokum, akide, çikolata vb. tatlı yiyeceklerin genel adı – Lâtife Tekin |