| İfade | Anlam | Etiketler |
|---|---|---|
kafayı üşütmek | çıldırmak, delirmek | deyim |
kafayı yemek | Çıldırmak, delirmek. Özdenetimini yitirerek dengesiz davranışlarda bulunmak – | |
kafes | cezaevi | |
kafesçi | Birini aldatarak çıkar sağlayan kimse | isim |
kafese almak | (birisini) yalan dolanla aldatarak çıkar sağlamak | deyim |
kafese girmek | aldatılıp kendisinden çıkar sağlanmak | |
kafese koymak | aldatıp çıkar sağlamak – | |
kafeslemek | Çıkar sağlamak için birini aldatmak | f |
kafeslenmek | kandırılmak; tavlanmak; aldatılarak kendisinden çıkar sağlanmak | fiil |
kâfir | Acımasız, zalim kimse | |
kafte | hırsızlık; çalma. gafti, kafti de denir | isim |
kafteci | hırsız | isim |
kaftelemek | çalmak, araklamak | fiil |
kahpe | Namussuz kadın | |
kahpe felek | "Rast gelmeyen, yâr olmayan, kötü talih veya kader" anlamında kullanılan bir söz; kambur felek – | |
kahpe karı kasığında yatmak | pezevenklik, deyyusluk etmek | deyim |
kahpelik etmek | sözünden dönerek birine kötülük etmek | |
kahve ağacı | kahve ısmarlama koşuluyla oynanan oyunlarda hep yenilen kimse | deyim |
kahve parası | bahşiş | |
kaide | kalça | isim |
kakaç | Tuzlanıp kurutulmuş yiyecek | |
kakalamak | Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak | fiil |
kakanca | tabanca | isim |
kakanoz | çirkin, sevimsiz (kadın) | sıfatisim |
kakırdamak | ölmek | fiil |
kakırdatmak | öldürmek | fiil |
kakız | dışkı | isim |
kakız naşlatmak | dışkı-lamak, sıçmak | deyim |
kaktüs | bir tür uyuşturucu; peyotl, pesoteye | isim |
kal gelmek | bıkmak, çok bıkmak | deyim |
kalafat | Onarma, tamir etme. | |
kalafat etmek | süsleyip çekidüzen vermek | |
kalafata çekmek | azarlamak, paylamak | |
kalafatlamak | Onarmak, çekidüzen vermek | |
kalafatlanmak | Onarılmak, çekidüzen verilmek – | |
kalama vermek | yanıltmak; aldatmak amacıyla durumu olduğundan iyi göstermek | deyim |
kalas | Kaba, anlayışsız kimse; kereste – | |
kalas gibi | söz ve davranışlarında incelikten yoksun | |
kalay | küfür – | |
kalay sallamak | eşanl kalaylamak | deyim |
kalaycı | eski. çingene | isim |
kalayı basmak | adamakıllı küfretmek – | |
kalaylamak | sövmek – | fiil |
kalbi temiz | Saf, temiz duygulara sahip | |
kalbur | tabanca, bıçak vb. ile birçok yerinden vurulmuş (yaralanmış) kimse | isim |
kaldıratif | (erkekte) cinsel istek uyandıran, erek-siyonayol açan (nesne, görünüm, kimse) | sıfat |
kaldırım | açıkta duran şeyleri çalma eylemi | isim |
kaldırım kabadayısı | Basit, seviyesiz veya ucuz kahramanlık gösterisinde bulunan kimse – | |
kaldırım kargası | es polis; hafiye | deyim |
kaldırım kuşu | sokak, park vb. yerlerde çalışan yankesici, hırsız | deyim |