Çevrim İçi Türkçe Argo Sözlüğü
ekmek
fiilekmeklik soğan ekmek kanına ekmek doğramak aklını peynir ekmekle yemek çekmek dem çekmek set çekmek cila çekmek rest çekmek abaza çekmek çizgi çekmek duvar çekmek fener çekmek içine çekmek klark çekmek güçlük çekmek kavara çekmek kayışa çekmek suyunu çekmek temize çekmek
- Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek; savuşmak, atlatmak – Haldun Taner
"Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler."
- Parayı boşuna harcamak
- Yarışta geçmek
- Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak
"Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır."
- Söz verdiği halde, buluşmaya gelmemek; birlikteyken, bir bahane uydurarak ayrılmak; birisini herhangi bir biçimde yalnız bırakmak
Benim kalktığım yere, Perihan'ın yanına oturdu, Muharrem ustayı nasıl ektiğini anlatmaya başladı. (Tarık Dursun K., Evlere Şenlik)
- Bir yere yetişmek için giderken başkalarını geride bırakmak, geçmek
- Yarışta ya da herhangi bir nedenle kovalanırken, mesafeyi açmak
Keh! Keh!.. Herifleri ne biçim ektik ama patron öyle değil mi? (Necdet Şen, Hızlı Gazeteci Şaban)
- (Ciddi bir bağlantıda bulunulan kişiyle) ilişkisini kesmek
Anneni bilmediğin bir eski İstanbul Sokağında ekmiş, babanı nerede ektiğini ise büsbütün unutmuşsun! (Attilâ ilhan, Kurtlar Sofrası)
- (Herhangi bir şeyi) Bir yerde unutarak, düşürerek yitirmek
- (Özellikle tokat, yumruk) Vurmak
- (Para vb.ni) Harcamak; boşuna, tam karşılığını almadan ya da keyif uğruna sarf etmek