İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
topografya | insanın genel görünümü; yapı; çehre; kılık kıyafet | isim |
toprak | Vatan, ülke, memleket, yöre – Mehmet Kaplan | |
toprak çekmek | ölmek | |
topu atmak | iflas etmek – | |
topu dikmek | ölmek | |
topu taca atmak (veya bırakmak) | konuşulan konuyu saptırmak | |
topuk safası | (kadın, kız için) mastürbasyon | deyimtopuklamak |
topukla! | "hızla git" anlamında kullanılan bir söz | |
topuklamak | Bir taşıtın hızını artırmak | fiil |
topur | Kestanenin dikenli olan dış kabuğu | |
tor | hile | isim |
tora düşmek | hileye aldanmak, tuzağa düşmek | deyim |
toraman | erkeklik organı, penis. ("toramanlı karagöz: müstehcen ve edep dışı konularda oynatılan karagöz oyunu. bu konulara uygun açık saçık tasvirler çeşitli koleksiyonlarda bulunmaktadır. genellikle eski devirlerde rağbet görmüştür. diğer adı zekerli karagöz'dür." [uğur gök-taş, karagöz terimleri sözlüğü ]) | isim |
torba | rüşvet, rüşvet olarak alınan para, rüşvet olarak sağlanan çıkar | isim |
torba sallamak | tombalacılık etmek, tombala çektirmek | deyim |
torba tutmak | Uyuşturucu madde satmak | |
torbacı | Uyuşturucu madde satıcısı | isim |
torbada keklik | çantada keklik | |
torbaya çıkmak | (tombalacı) işe çıkmak, tombala çektirmek üzere dolaşmak ya da belirli bir yerde durmak | deyim |
torbaya koymak | sağlamak, elde etmek | |
toriği (veya toriğini) çalıştırmak (veya işletmek veya kullanmak) | kafasını çalıştırmak, aklını kullanmak, düşünmek | |
toriğini çalıştırmak | düşünmek; aklını, zekâsını kullanmak | |
toriğini işletmek | düşünmek; aklını, zekâsını kullanmak | deyim |
toriğini kaşımak | bir sorunu çözmek için kafasını kaşıyarak düşünmek | |
toriğini kullanmak | düşünmek; aklını, zekâsını kullanmak | deyim |
torik | Düşünme yeteneği, akıl, zekâ | |
torlukçuluk | torakçılık | |
torna | dişilik organı, vagina | isim |
tornaya girmek | (erkek) cinsel ilişkiye girmek, düzmek | deyim |
tornaya sokmak | (birisini) genelgeçer kılık kıyafet ve davranış biçimlerine uygun hale getirmek, bu amaçla eğitmek | deyim |
tornistan | Geri dönme, cayma, döneklik | isimtornistan etmek |
tornistan etmek | döneklik etmek, caymak | |
tornistan ettirmek | tornistan etmesine yol açmak, tornistan etmesini sağlamak | deyim |
torpil | Bir kimseyi kayırma işi | |
torpil geçmek | (birisini) kayırmak, (birisine) iltimas yapmak, ayrıcalıklı davranmak | deyim |
torpil patlatmak | bir işte kendisinin kayırılmasını sağlamak | |
torpilci | Torpil yapan veya yaptıran kimse | |
torpillemek | Sınıfta kalmak | |
torpilli | Kayıranı olan | sıfat |
torun | Acemi er | |
tos | (kavgada) kafayla vurma, kafa atma | isim |
toslamak | Para vermek – Attilâ İlhan | fiil |
tosluk | baş, kafa | isim |
tosmak | (öğrenci) yoğun bir biçimde ders çalışmak, ezberlemek | fiil |
tosun | duvar yazılarında sık sık görülen bir ibarenin yazarı | isim |
tosun edebiyatı | duvar çızıktırmalarına, graf-fiti'lere verilen ad | deyim |
tosuncuk | Olması gerekenden daha iri doğmuş çocuk | |
toto | kıç | isim |
toto oynamak | (öğrenci) sınavda, bilmediği bir konuda yanıt vermek | deyim |
toycu | genç, toy kızları türlü vaatlerle kandırarak fuhuş piyasasına düşüren kimse (genellikle erkek); fahişenin koruyucusu, "dosf"u | isim |