İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
toka etmek | vermek – | |
tokacı | gece soyguncusu; hırsız | isim |
tokar | elleme, okşama | isim |
tokar alıkmak | okşamak, ellemek | deyimtokar geçmek |
tokar geçmek | okşamak, ellemek | deyimtokarlamak |
tokarlamak | okşamak, ellemek | fiil |
tokat | Sahte mal verme, bir ödemeyi sahte parayla yapma veya eksik yapma biçimindeki dolandırıcılık | |
tokat (veya tokadı) yemek | dolandırılmak | |
tokat atmak (veya patlatmak) | dolandırmak | |
tokatçı | hırsız | isim |
tokatçılık | tokatçının işi, edimi | isim |
tokatlama | tokat yapma, tokatçının eylemi, işi | isim |
tokatlamak | Bir kimseyi dolandırmak, hile yoluyla parasını almak | |
tokgözlü | gözü tok, açgözlü karşıtı | |
tokmak | erkeklik organı, penis | isim |
tokmakçı | jigolo | isim |
tokmakçılık | tokmakçı olma durumu; tokmakçının yaptığı iş | isim |
tokmaklamak | (erkek) cinsel ilişkide bulunmak, düzmek | fiil |
tokuşmak | cinsel ilişkide bulunmak | fiiltokuşturmak |
tokuşturmak | cinsel ilişkide bulunmak | fiil |
toloz | hile, dalavere | isim |
tombala | bir tür basit kumar: belirli bir para karşılığında, üzerinde karışık numaralar bulunan kartlar çekilir, kartları alan, bir torbadaki numara fişlerini rastgele alır, çektiği karttaki numaralardan biri fişteki bir numarayı tutuyorsa, kazanmış olur. (kazanılan şey, genellikle sigara vb'dir.) | isim |
tombala çekmek | tombala oynamak | deyim |
tombala çektirmek | tombala denilen oyunu oyrınl mak | deyim |
tombalacı | tombala işini yapan kimse | isim |
tombul | iyi, hoş, olumlu | sıfat |
tomruk | kaba saba adam, görgüsüz | isim |
tomurcuklanma | Baş vermek, meydana çıkmaya hazır olmak – | |
tomurmak | Ağacı dibinden kesmek | |
tonel geçmek | farkına varmamak; dalmak, dalgın olmak | deyimtünel geçmek |
tonga | Hile, düzen, tuzak | isim |
tongaya basmak | hileye aldanmak, dalavereye kanmak; tuzağa düşmek | deyimtongaya düşmek |
tongaya bastırmak | hileyle aldatmak, dalavere yapıp kandırmak; tuzağa düşürmek | deyimtongaya düşürmek |
tongaya düşmek | hileye aldanmak, dalavereye kanmak; tuzağa düşmek | deyim |
tongaya düşürmek | hileyle aldatmak, dalavere yapıp kandırmak; tuzağa düşürmek | deyim |
tonla | bol bol, çok, sayısız | deyim |
tonton | Sevimli, hoş (kimse) | |
top | Edilgin eş cinsel erkek | |
top (veya topu) atmak | batkınlığa uğramak, iflas etmek | |
top arabası | husyeler, erbezleri | deyim |
top atmak | ||
topa tutmak | kötü eleştiri amaçlı saldırmak | |
topak | Şişe veya kadeh | |
topal | Ayaklarından biri kısa olan (nesne) | |
topal eşekle kervana katılmak (veya karışmak) | yetkisi ve yeteneği olmadığı hâlde önemli bir işe katılmaya yeltenmek | |
topallamak | İşler gerektiği gibi yürümemek, aksamak | fiil |
toparlak | şişman, hem kısa boylu hem şişman (kimse) | sıfat |
topçu | Sınıfta kalmış öğrenci | sıfatisim |
tophane güllesi | (öğrenciye verilen not olarak) sıfır | deyim |
toplamak | (otomobil vb. araçlar için) yönünü düzeltmek; direksiyon sağa ya da sola çevriliyken normal konuma getirmek | fiil |