İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
ikizler | (Kadın için) memeler | isim |
ikizlere takke | Sütyen (deyim, özellikle işportacılar tarafından kullanılır). | deyim |
ilah gibi | Çok güzel, çok alımlı (kadın, kız). | deyim |
ileri | Benzerlerini geride bırakmış | |
ileri gelen | Bir topluluğun önemli, sözü dinlenir, saygın kişisi | |
ileri geri | Ayrıntıları düşünülmeyen – | |
ilham perisi | Sanatçılara esin verdiği varsayılan kişi | |
ilik | Çok güzel, çok çekici, cinsel istek uyandıran (kimse) – | |
ilik gibi | çok güzel, istek uyandıran (kadın veya kız) | |
ilikleri gevşemek | Hoş bir insan, iyi bir durum vb. karşısında çok ilgi duyduğunu açıkça belli edecek tavır göstermek. | deyim |
ilk elden | Baştan başlayarak | |
ilk gençlik | Deneyimsizlik, toyluk | |
ilk göz ağrısı | İlk çocuk | |
ilk planda | İlk olarak – | |
ilkel | Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz | |
ilkten | ilk önce | |
illet | Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse) | |
illetli | Sürekli aksaklık gösteren | |
imam | En önde bulunan kimse | |
imam evi | Kadınların bulunduğu tutukevi ya da cezaevi. | deyim |
imam suyu | Rakı. | deyim |
imama uymak | başta bulunana tâbi olmak | |
imamevi | Kadınlara özgü cezaevi | |
imamın kayığı | Tabut. | deyim |
imamın kayığına bindirmek | Öldürmek; (birisinin) ölmesine yol açmak. | deyim |
imamın kayığına binmek | Ölmek; cenazesi götürülmek. | deyim |
imamkayığı | tabut | |
imamsuyu | rakı – | |
iman | Güçlü inanç, inan – | |
iman etmek | güçlü bir inanç duymak | |
imanı gevremek | çok yorulmak veya sıkıntı çekmek | |
imanım | "kardeş, arkadaş" anlamında kullanılan bir seslenme sözü | |
imanına | Aşırı derecede, çok, fazla, sonuna kadar. | zamir |
imanına kadar | ağzına kadar, son kertesine kadar, tıka basa, alabildiğince | |
imanim | Herhangi birisine karşı 'azizim, arkadaşım' anlamında kullanılır. | deyim |
imanim tahtelbahir | 'İMANIM' hitabının saygısızca bir çeşitlemesi. | deyim |
imanlı | İnsaflı, vicdanlı olan | |
imansız | İnsafsız, acımasız | |
imşa | Bir kazancı bölüşme, ortaklaşma. | isim |
imşa olmak | (Esnaf) Ortak olmak. | deyim |
imzalı | Bir suçluyu (özellikle, rüşvetçiyi) yakalamak için işaretlenmiş (kâğıt para). | sıfat |
incanto | Bakınız KESMEK. | |
ince | Edilgin eşcinsel (erkek). | sıfat |
ince iş | Anal ilişki. | deyim |
ince zenaat | Fahişelik. | deyim |
incelmek | Davranışları incelik kazanmak, kibarlaşmak – | |
inci | Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle | |
incik | Bazı bölgelerde diz, ayak bileği, baldır veya kaval kemikleri | |
incinmek | Birinin herhangi bir sözü veya davranışı yüzünden üzüntü duymak, gücenmek, kırılmak | |
incir | Dişilik organı, vagina, ferç. | isim |