(Sınav) Kolay, zahmetsiz geçmek
Damardan uyuşturucu zerkine alışkın tiryaki kimse
(Kadın ya da pasif eşcinsel erkek için) Cinsel ilişkide bulunmak, bir erkek tarafından kullanılmak
"Rast gelmeyen, yâr olmayan, kötü talih veya kader" anlamında kullanılan bir söz; kambur felek –
(Futbol vb. oyunlarla ilgili olarak) Sayı yapmayı, gol atmayı, yenmeyi nitelemek için kullanılır
Güçlenmek, güç kazanmak
İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
adadiyoz | Bıçkın görünüşlü, külhanbeyi tavırlı (kimse) | sıfatisimeski |
adaklanma | nişanlanma | |
adaklanmak | nişanlanmak | |
adaksız | Nişanlı olmayan | |
adam | Eşlerden erkek olanı | |
adam olmak | parasal veya mevki bakımından iyi bir yere gelince geçmişi unutmak – | |
adamak | Kutsal saydığı, değer verdiği bir şey veya kimse uğruna kendini feda etmek üzere söz vermek – Hasan Mahir | |
adamcasına | Tam olarak, gerektiği gibi, eksiksiz bir biçimde – | |
adamcık | Kendisine acınılan kimse – Memduh Şevket Esendal | |
adamım | "Arkadaşım, kardeşim" anlamında kullanılır | deyim |
adım | Çeşitli dönemlerde çeşitli para birimlerini anlatmak için kullanılmış sözcük: 1 kuruş, 10 kuruş, 1 lira, 5 lira, 100 lira vb | isim |
adım (veya adımını) atmak | bir işe ilk kez girişmek | |
adidas | AIDS hastalığı; edinilmiş bağışıklık yetersizlik sendromu | isim |
adiş | AIDS hastalığı | isimadidas |
adrenalini yükseltmek | korkusuzlaşmak – | |
adres değiştirmek | Ölmek, öbür dünyaya gitmek | deyim |
adresini değiştirmek | (Birisini) Öldürmek, öbür dünyaya yollamak | deyim |
af buyurun! | "halt etmişsiniz" anlamında kullanılan bir söz | |
afaroz | Kovma. Dışarıya atma | isimaforoz |
afaroz etmek | Kovmak, dışarıya atmak | deyim |
afarozlamak | See afaroz etmek | |
afarozname | (Okuldan, işyerinden, ordudan...) Kovulma, çıkarılma, tard edilme belgesi | isim |
afçı | Genel af çıkma olasılığını hesaplayarak suç işleyen kimse | isim |
afet | Olumsuz sonuçlar doğuran durum – Reşat Nuri Güntekin | |
afgan | See köken | |
afi | Karşıdakini etkilemek amacıyla sergilenen abartılı davranış – Ömer Seyfettin | |
afi atmak | Yalan söylemek | |
afi kesmek | Yalan söylemek | |
afi sökmek | Yalana aldanmak, kanmak | deyim |
afi yapmak | See afi kesmek | deyimafi kesmek |
afili | Gösterişli, hoş – | sıfatzarf |
afiş | Hile, dalavere | isim |
afiş olmak | (Birisinin) Kötü bir yönü, bir suçu, gizli bir yönü ya da işi ortaya çıkmak | deyim |
afişe etmek | açığa vurmak, belirtmek | |
afişe olmak | Teşhir edilmek, gizlediğinin olumsuz olarak açığa çıkması | |
afonfis | Göze ve kulağa hoş gelen söz, hareket, nesne, olay ya da kişi | |
aforoz | Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma | |
aforoz etmek | darılıp biriyle konuşmamak, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırmak | |
aforozlamak | Darılıp biriyle konuşmamak, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırmak; aforoz etmek | |
aforozname | (Okuldan, işyerinden, ordudan vb.) Kovulma, çıkarılma, tard edilme belgesi | |
afsiyon | Yalan, uyduruk | isimeski |
afsun | büyü – | |
afsuncu | büyücü – | |
afsunculuk | büyücülük | |
afsunlama | büyüleme | |
afsunlamak | büyülemek – | |
afsunlanma | büyülenme | |
afsunlanmak | büyülenmek – | |
afsunlu | büyülü – | |
aftos | Gönül eğlendirilen kimse – | isimaftoz |