İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
beyaz kömür | Akarsulardan elde edilen elektrik gücü – | |
beyaz ölüm | eroin kullanmanın yol açtığı ölüm; özellikle aşırı eroin dozunun yol açtığı ölüm | deyim |
beyaz perde | sinema – | |
beyaz toz | eroin | deyim |
beyaz yalan | Karşısındakini üzmemek veya zarar vermemek için söylenen masumca yalan – | |
beyazcı | eroin tutkunu, eroinman | isim |
beybaba | Yaşlı erkekler için kullanılan bir seslenme sözü – | |
beygirof | sersem, aptal, anlayışsız kimse | sıfatisim |
beyin | Yönetici durumunda olan, bir işe yön veren kimse | |
beyin amcıklaması | Kişiyi düşünsel açıdan çok yoran çalışma | |
beyin göçü | İleri düzeydeki meslek ve bilim adamları ile uzmanların bir başka gelişmiş ülkede yerleşip çalışmak amacı ile kendi ülkelerinden ayrılması – | |
beyin sote | deyimtakkeyi yeme | |
beyinli | Akıllı, düşünceli olan (kimse) | |
beyinsiz | Akılsız, düşüncesiz olan (kimse) – | |
beykoz | altın, 24 ayar altın lira | isim |
beylik | Rahat yaşama | |
beyza | kokain | isim |
beyza çekmek | kokain çekmek | deyim |
beyza hanım | kokain | deyim |
beyzade | Özenli bir biçimde büyütülmüş, nazlı kimse | |
bez çözmek | bir aşağı bir yukarı dolaşıp durmak | |
bezekçi | Gelinleri süsleyen kadın | |
bezelemek | Hamur topağı yapmak | |
bezini yıkamak | çok emek sarf etmek | |
bezirgân | Yahudiler için kullanılan bir adlandırma | |
bıçak oynatmak | bıçak, kama, sustalı vb. araçlarla birisine saldırmak ya da kendisini savunmak | deyim |
bıçkın | kabadayı – Hüseyin Rahmi Gürpınar | |
bıldırcın | kadın | isimbıldırcın gibi |
bıldırcın gibi | kısa boylu, dolgunca, alımlı (kadın) | |
bırakmak | Ölüm sebebiyle kaybetmiş olmak – | |
bıraktığı (veya bağladığı) yerde (veya çayırda) otlamak | uzun süredir hiçbir ilerleme veya değişim gösterememek – | |
bıyıklı | polis; güvenlik kuvveti mensubu | isim |
bıyıklıya piyaz vermek | kolluk kuvvetiyle iyi geçinmek; iyi geçinmek için polis vb.'ni pohpohlamak; rüşvet vermek | deyim |
bızdık | Ufak çocuk | |
bibemek | söylemek | fiil |
biber gibi yakmak | çok üzmek, dertlendirmek | |
biber gibi yanmak | çok üzülmek, dertlenmek | |
bicil | çıplak | sıfat |
biçimlemek | düzmek; cinsel ilişkide kullanmak (erkek için) | fiil |
biçmek | Yaylım ateşiyle öldürmek | |
bidemek | vermek | fiilmazın |
bidon | şişman kimse, şişko | isim |
bigi | sigara | isim |
bilanço | Girişilen herhangi bir işte, belirli bir süre sonunda elde edilen iyi ve kötü sonuçların karşılıklı durumu – | |
bilecen | Her şeyi bilen, her şeyden anlayan | |
bilek | Fiziksel güç | |
bilek spor | mastürbasyon; kendi kendisini eliyle cinsel doyuma ulaştırma | deyim |
bilemek | Güçlendirmek, etkisini artırmak | |
bilenmek | Hırslanmak, aşırı derecede istemek – Bedri Rahmi Eyüboğlu | |
bilet kesmek | işine son vermek, işten uzaklaştırmak, ayırmak |