| İfade | Anlam | Etiketler |
|---|---|---|
madi | olumsuz. kötü, fena | sıfat |
madi paparon | bekçi | deyim |
madiden | gerçek dışı. şaka olarak, şakadan | zarf |
madik | Dolap, hile – | |
madik atmak | hile yapmak, dalavere yapmak | deyim |
madik atmak (veya etmek veya oynamak) | dolap çevirmek, hile yapmak – | |
madik etmek | bakınız madik atmak | deyim |
madik oynamak | bakınız madik atmak | deyim |
madikçi | hilekâr, dalavereci | sıfat |
mafiş | "Yok, kalmadı" anlamında kullanılan bir söz | sıfat |
maganda | Görgüsüz, kaba, terbiyesiz ve saldırgan kimse | isim |
mağlup olmak | gerçekleşmemesi gereken bir şey için direnemeyip yapılmasını kabul etmek – | |
mahalle | (cezaevi koğuşunda) bölüm; birbirine yakın kişilerin yataklarının oluşturduğu kısım | isim |
mahalle muhtarı | Çevresinde olup biten her şeyden haberdar olan kimse | |
mahallebici | bakınızmuhallebici | |
mahalleci | gezgin eskici esnafı; sırt eskicisi | isim |
mahallenin delisi | Hiç kimseden çekinip korkmadan düşündüğü her şeyi söyleyen kimse | |
mahbub | (erkek için) sevilen erkek, oğlan | isim |
mahbube | yaz mevsimi | isimeski |
mahbup | (Erkek eş cinselliğinde) Sevilen erkek, oğlan | |
mahdut | Dar, basit – | |
mahkeme | yargılama | |
mahkeme duvarı | (insan yüzü için) somurtkan; duygusuz | |
mahkûm | Zorunda olan; mecbur – Haldun Taner | |
mahpus damı | bakınızdam | |
mahşer | Büyük kalabalık – Haldun Taner | |
mahşer midillisi | Kısa boylu, fitneci kimse | |
makara | Alay; gırgır – | |
makara çekmek | burnunu (burnundaki sümüğü) uzun uzun çekmek | deyim |
makara geçmek | alaya almak, gırgır geçmek | deyim |
makara koymak | (iki kişi arasına) nifak sokmak, bozuşmaları için hile yapmak | deyim |
makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek) | kendini tutamayarak kahkahayla gülmeye başlamak – | |
makaraya almak | (birisini) alaya almak; (birisiyle) alay etmek, gırgır geçmek | deyim |
makarna | İtalyan lireti | |
makarnacı | Şişman, hareketsiz kimse | isim |
makaryos | papaz, hristiyan dinadamı | isim |
makas | Çalma, kırpma | |
makas almak | birisinin yanağını işaret parmağı ile orta parmak arasına kıstırıp bırakarak sevgi gösterisinde bulunmak | deyim |
makas atmak | hareket hâlinde veya daha fazla aracın arasından geçerek hızlıca arka arkaya şerit değiştirmek – Sezgin Kaymaz | |
makas değiştirmek | tuttuğu yol ve yöntemden vazgeçip başka bir yöne yönelmek – | |
makas etmek | "karagözcü argosunda oyunu bitirmek mânâsında kullanılan bir kelime." (uğur göktaş, karagöz terimleri sözlüğü) | deyim |
makas geçmek | bakınızmakas almak | |
makas payı | Ölçüden fazla bırakılan veya fazlalığı hoş görülen miktar | |
makas yapmak | bakınızmakas atmak | |
makasa alınmak | oyuna düşürülmek, dalavereye, hileye getirilmek | deyim |
makasa almak | (Oyunda) İki oyuncu anlaşarak bir diğerine hile yapmak – | |
makasa gelmek | bakınızmakasa alınmak | |
makasçı | makas atmayı (bakınız makas atmak) âdet haline getirmiş kimse, sürücü | sıfat |
makaslamak | çalmak | fiil |
makaslık | hela deliği, kubur | isim |