| İfade | Anlam | Etiketler |
|---|---|---|
küçük bey | Çıtkırıldım, şımarık genç – | |
küçük çapta | Belirli bir ölçüde | |
küçük gelmek | (Bir işle gereğince uğraşmak, birisiyle tam bir ilişkiye girmek vb. için) Yeterince gelişkin olmamak, yeterli olmamak, toy, acemi olmak | deyim |
küçük şef | Bir tür uyuşturucu; peyotl, pesoteye | deyim |
küçüklük | İnsana yakışmayacak, insanın değerini azaltacak davranış – | |
küçülmek | Değer ve onurunu azaltacak davranışta bulunmak | |
küçültmek | Değerini ve onurunu azaltmak – | |
küf | pas | |
küf bağlamak (veya tutmak) | unutulmak | |
küfe | kıç | isimküfelik |
küfeci | Özellikle kalçalardan hoşlanan erkek | isim |
küfeden gitmek | (Erkek) Aktif olarak, anal ilişkide bulunmak. Anal koit yapmak | deyim |
küfelik | Kendi kendine yürüyemeyecek derecede sarhoş kimse – | sıfat |
küflenmek | Zamanı geçmek – Yakup Kadri Karaosmanoğlu | |
küflü | Zamanı geçmiş | isimküflüce |
küflüce | mantar hastalığı | |
kül bağlamak | gücünü, etkisini yitirmek | |
kül etmek | Birinin varını yoğunu tüketmek, yok etmek | |
kül olmak | varını yoğunu yitirmek | |
kül yemek | Yanlış hesaplamak; hesapta aldanmak (özellikle kumarda) | deyim |
kül yemek (veya yutmak) | kurnazca yapılan bir oyuna düşmek, aldatılmak | |
kül yutmak | Yanılmak, hileye aldanmak, oyuna kanmak | deyim |
kül yutturmak | (Birisine) Hile yapmak, (birisini) hileyle kandırmak, oyun yapıp aldatmak, dalavereye getirmek | deyim |
külah | Oyun, hile | |
külçeleşmek | Çok yorulmak, yorgun ve bitkin düşmek | |
küldöken | Erkekler tarafından kadınlar için “eş” anlamında kullanılan bir söz | |
külhanbeyi ağzı | Külhanbeyine yakışır biçimde konuşma; küllük ağzı – | |
külkedisi | Çok üşüyen, ateşin yanından ayrılmayan (kimse) | |
külleme | Hile, dolap, dalavere | isimeski |
küllemek | Bir acıyı, bir sıkıntıyı unutturmak | |
küllenmek | Bir acı, bir sıkıntı, bir olay unutulur gibi olmak | |
küllüm | Kumarda, yenilme. Bütün parasını yitirme | isimgüllüm |
küllüm yutmak | ||
kültür uçurumu | Kültürler arasındaki büyük fark – | |
külüstür | Yıpranmış, eski, bakımsız olan – | sıfatisim |
külüstür marka | Bozuk, eski olduğu için, markasının önemi kalmamış (saat, otomobil vb. şey) | deyimkülüstür |
külüstürlemek | Külüstür duruma gelmek, külüstürleşmek | fiilkülüstür |
külyutmaz | Aldanmaz, kolay inanmaz (kimse) – | |
kümbet | Kalçalar, kıç | isim |
küncü | Susam tanesi | |
künde | Düzen, tuzak, oyun, hile | |
kündeden atmak | aldatarak tuzağa düşürmek | |
kündeye almak (veya getirmek) | oyuna getirmek, tuzağa düşürmek – | |
künyesi bozuk | Kötü durumları görülmüş olan, sabıkalı (kimse) | |
künyesini silmek | (Memur, öğrenci vb. kimseyi) Sürmek, sürgün etmek | deyim |
küp | Sarhoş (kimse); çok içki içen (kimse) | |
küp gibi | sarhoş | |
küp kapağı | Boyutları çok büyük ve kalın, ancak değersiz kitap | deyim |
küp yıkamak | Çapkınlık etmek. Hovardalık etmek | deyim |
küpe sıçan düşmek | Gebe kalmak | deyim |