| İfade | Anlam | Etiketler |
|---|---|---|
küpleme | Karında su birikmesi sebebiyle oluşan, şişmeyle beliren hastalık | |
küpler | Bir tür uyuşturucu, LSD, lizerjik asit dietilamid | isimkulüpler |
küplü | ayyaş | isimeski |
kürdan | Çocuğun penisi, çük | isim |
kürdancı | Küçük erkek çocuklardan hoşlanan edilgin eşcinsel erkek, çocukçu sapık | isim |
küre | (Kadında, kızda) Göğüs, meme | isim |
kürtün | palan | |
kürün | Şaka | isim |
kürün palago | Bekçi, polisten bir düzey aşağıdaki güvenlik memuru | deyim |
küründen | Şakadan, latife olarak | zarf |
kürünü kırmak | heves ettiği, imrendiği, çok istediği şeye kavuşup ona doymak, hevesini almak | |
kürünü öldürmek | gururunu kırmak, güçsüzlüğünü kabul etmek | |
küskü | Taş kaldırmakta kullanılan uzun demir çubuk veya basit, ağaçtan kaldıraç – | |
küskün | Gelişmemiş, küçük kalmış | |
küskütük | Çok sarhoş bir biçimde, çok sarhoş olarak – | |
küsmek | Gelişememek, büyüyememek | |
küsü | küskünlük | |
küşüm | kuşku | |
küşümlenmek | kuşkulanmak | |
küte | Silah | isim |
kütlemek | Telefonu, birisinin yüzüne karşı sertçe kapamak | fiil |
kütük | Görgüsüz, kaba kimse – | |
kütür kütür | (Kadın için) Vücudu dipdiri, hiçbir yeri gevşeyip sarkmamış, güzel vücutlu (kimse) | deyim |
kütürdetmek | (Birisine) Sımsıkı sarılmak, aşkla ve çok güçlü olarak sarılmak | isim |
labunya | Edilgin eşcinsel erkek, kadınsı tavırlı erkek eşcinsel | |
labuş | ||
laci | Lacivert; lacivert renkli giysi; takım elbise | |
lâci | Lâcivert; lâcivert renkli giysi, erkek takım giysi | isim |
lacileri çekmek | (Erkek için) Lacivert ya da koyu renkli takım elbise giymek – | |
lâcileri çekmek | (Erkek) Lâcivert ya da resmî, koyu renkli giysisini giymek | deyim |
laçı | iyi; güzel, hoş | sıfatlaço |
laçka | Yaşlı (fahişe) | sıfat |
laçkalaşmak | Herhangi bir düzen iyi işlemez olmak, gevşemek, bozulmak | |
laço | Genç erkek; yakışıklı erkek; oğlancı, kulampara, aktif eş cinsel erkek – | |
laf | dedikodu | |
laf ebesi | Çok konuşan, herkese laf yetiştiren kimse; dil ebesi, söz ebesi – | |
laf sıçmak | Güzel olduğunu sanarak çok sıradan ya da saçmasapan bir şey söylemek | deyimhikmet sıçmak |
laf söyledi bal kabağı! | gereksiz yere ve aptalca söz söyleyen kimse için kullanılan bir söz | |
lafçı | Söz götürüp getiren, dedikodu yapan | |
lafina tabanca sıkmak | (Birisinin) Söylediği söze karışıp konuşmayı bozmak | deyim |
laga luga | Boş, anlamsız olan (söz) – | |
laga luga etmek | Gevezelik etmek; anlamsız, yararsız laflar söylemek | deyim |
lağım faresi | Her yere girip çıkan, her işe burnunu sokan kimse | |
lağımcı | Anal birleşmeden hoşlanan kimse, aktif sodomist | sıfatisim |
lahana yaprağı | (Aşağılayıcı yaklaşımla) Gazete | deyim |
lahmacun pidesi | Bön, aptal, ahmak (kimse) | deyim |
lakerda | Harika, muhteşem (şey, kimse) | isim |
lâl | Dişilik organı, vagina. "Şakıf'ın lâ-limin harcı / Sürem ağlaya ağlaya" (anonim; Erhan Akyıldız, Bir Dilenci Kampı) | isim |
lale | Edilgin eş cinsel erkek | |
lâle | Anüs, makat | isim |