Esrik, kendisini bilemeyecek kadar sarhoş kimse.
belinlemek –
Balık akını
çok az olan para vb. şeyler için azlığı belirtmek üzere kullanılan bir söz
İleri düzeydeki meslek ve bilim adamları ile uzmanların bir başka gelişmiş ülkede yerleşip çalışmak amacı ile kendi ülkelerinden ayrılması –
İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
hesaplı | Ayrıntılarıyla düşünülüp tasarlanmış, planlı olan – Necati Cumalı | |
hesapsız | Önceden iyi düşünülmemiş, sonu belli olmayan; ölçüsüz, plansız | |
hesapsız kitapsız | Sorumsuz, ölçüsüz bir biçimde – | |
hesapta | “Düşündüğüme, anladığıma göre; düşünüldüğüne, anlaşıldığına göre” anlamında kullanılan bir söz | deyim |
heyamola ile | bir işin ancak büyük güçlüklere katlanılarak ve birçok kişinin yardımıyla yapılabileceğini anlatan bir söz | |
heybetli | Erkeklik organı; olağandan büyük penis | isim |
hık mık | Bahane ileri sürme | |
hınzır | Genellikle hoşa giden bir davranış veya durum için şaka yollu söylenen bir söz – Sait Faik Abasıyanık | |
hınzırlık | muziplik – | |
hır | Şiddetli tartışma, kavga, kargaşa | isim |
hır çıkarmak | Kavgaya yol açmak | deyim |
hır çıkmak | Kavga başlamak, kavga olmak | deyim |
hırbo | İri yarı (kimse) | sıfatisim |
hırboluk | HIRBO (bakınız) olma durumu. -Hırbo niteliği taşıma | isimhırbo |
hırdavat | Değersiz, niteliksiz anlamında bir aşağılama sözü olarak kullanılır | isim |
hırlaşmak | Birbiriyle ağız dalaşı yapmak; tartışıp dövüşmek | fiil |
hırpalamak | İtip kakmak, azarlamak veya yıpratmak | |
hırs zarbo | Polis kuvvetlerinin özel bir bölümü: Çevik kuvvet | |
hırsla-mak | Çalmak, aşırmak | fiil |
hırt | Görgüsüz tavırlı, incelikten uzak olan (kimse) – | |
hırtapoz | zıpır – | |
hırtlık | HIRT (bakınız) olma durumu; niteliği | isim |
hış etmek | Hırpalamak, dövmek – | |
hış olmak | Hırpalanmak, dayak yiyip perişan olmak | deyim |
hışır | Kaba, görgüsüz olan (kimse) – | |
hıyar | Kaba saba, görgüsüz, budala olan | |
hıyar ağa | Gerçek hıyar (bakınız HIYAR); katmerli hıyar; hıyar'ın tipik örneği; HIYARAĞASI biçiminde de kullanılır | deyimhıyar |
hıyar aleyhisselam | eş anlamlı HIYAR AĞA | |
hıyar tarlası | Hıyardan da HIYAR (bakınız); aşırı hıyar | deyim |
hıyarağa | hıyarağası | |
hıyarağası | Görgüsüz, kaba saba, yontulmamış (kimse); hıyarağa – | |
hıyarlaşmak | Kaba saba, budalaca davranışlarda bulunmaya başlamak | |
hıyarlık | Kaba saba, budalaca davranma durumu – | isim |
hıyarlof | eş anlamlı HIYAR | isimhıyar |
hıyarto | eş anlamlı HIYAR | |
hız vermek | isteklendirmek – | |
hızını alamamak | öfkesini yenememek, yatışamamak – | |
hızlı | Cinsel bakımdan çok etkin, çok becerikli (kimse) | sıfat |
hibino | Edilgin eşcinsel erkek | isim |
hiç yoktan | Hiçbir sebep veya zorunluluk yokken, sebepsiz olarak – | |
hikâye | Aslı olmayan söz, olay | isimuzun hik ye |
hikmet sıçmak | Yerli yersiz, atasözüne benzeyen laflar söylemek | deyim |
hilaf | yalan | |
hilaliahmer | (Kızılay kurumunun eski adı) Bönlük derecesinde iyi niyetli olduğu için herkese karşılıksız yardım eden; bu niteliği kötüye kullanılan kimse | isimkızılay |
hilaliahmere konuşmak (etmek, eylemek) | Boşa, boş yere konuşmak (etmek eylemek) | deyim |
hilton | (Cezaevi, yatılı okul, kışla vb. yerlerde) Konforca iyi nitelikler taşıyan koğuş | isim |
hin | kurnaz | |
hindi | Kolay aldanan kimse; enayi; şaşkın | isim |
hindi baba | ||
hint |