yalan söylemek, uydurmak
Teni çok koyu renk olan kimse
Herhangi bir nesne ya da kişiye fazlaca ilgi gösteren, pek değer veren kişiler için, 'onun olsun, ne yapar;;:ı yapsın' anlamında söylenir
İlk çocuk
"Ağabeyciğim" anlamında kullanılan bir söz –
| İfade | Anlam | Etiketler |
|---|---|---|
oruç | Çok sevilen veya istenen şeylerden uzak durma | |
oski | Karagözcü argosunda "altın" anlamında kullanılırdı | isim |
oskoru yutmak | Rüşvet almak | deyim |
osmanlı | Düşündüğünü çekinmeden, açıkça söyleyen, bulunduğu toplulukta yetki sahibi olan – Necati Cumalı | |
osmanlı tokadı | Sert ve etkili uyarı | |
osmanlı tokadı atmak | sert ve etkili bir biçimde uyarmak | |
osmanlı tokadı yemek | sert ve etkili bir biçimde uyarılmak | |
osurgan | Çok yellenen | |
osurmak | yellenmek | |
osuruğu düğümlenmek | Korkmak; çok korktuğu için herhangi bir davranışta bulunamamak – | deyimdüğümlenmek |
osuruğu sapmak | Yalancıktan, güya hastalanmak | deyim |
osuruk | yellenme | sıfatisim |
osuruktan tayyare | Değersiz, önemsiz (kişi, olay, nesne) | deyim |
ot | Bilgisiz, kültürsüz, değersiz kimse | |
ot yemek | Esrar içmek, esrar kullanmak | deyim |
ot yoldurmak | (Erkek) Cinsel ilişkide bulunduğu kişinin canını yakmak | deyim |
otalamak | Zehirlemek, ağılamak | |
otamak | Bitkinin yaprak veya köklerini vererek bir hastalığı iyi etmeye çalışmak, tedavi etmek; otalamak | |
otarmak | otlatmak | |
otçu | Köylerde hekimlik yapan kimse – | |
otel faresi | Otel, motel vb. yerlerde hırsızlık yapan kimse | |
otelci | Özellikle otellerde faaliyet gösteren hırsız. OTEL FARESİ diye de söylenir | isim |
otlak | Para verilmeksizin yatılan, yemek yenilen yer | isim |
otlakçı | asalak – Memduh Şevket Esendal | isim |
otlakçılık | OTLAKÇI olma durumu, otlakçı olma niteliği, alışkanlığı | isim |
otlakiye | Parasız elde edilmiş nesne | isim |
otlamak | Para ve emek harcamadan başkalarının sırtından geçinmek | |
otlanmak | Para ve emek harcamadan başkalarının sırtından geçinmek | |
otlatmak | (Birisine) Karşılıksız çıkar sağlamak | isim |
otobüs | Fahişe, orospu | isim |
otobüsçü | Özellikle kamu taşıma aracı olarak kullanılan otobüslerin kalabalık saatlerinde çalışmayı âdet edinmiş yan kesici | isim |
otobüslük | Fahişelik | isim |
otorite | Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse | |
oturak olmak | Bir yerde, oturup kalmak | deyim |
oturakalmak | Bir şey bir yere yerleşmek – | |
oturaklı | Saygı uyandıran, ağırbaşlı (kimse) – | |
oturtmağı | Otomobillere ÇENÇ motor uygulamakta ustalaşmış kişi | isim |
oturtmak | ||
otuz beşe bakla | "Ne hakla?" sorusu karşılığında, soruyu soranla alay etmek için kullanılır | deyim |
otuzbir | mastürbasyon – | deyim |
otuzbir çekmek | Mastürbasyon yapmak. OTUZBİR ATMAK, OTUZBİR SAYMAK biçiminde de kullanılır | deyim |
otuzbir saymak | ||
otuzbirle yanmak | eski. Bir suçun cezasını çekmek | deyim |
oymak | Bıçaklayarak yaralamak | |
oynamak | Rastgele yön vermek, aldatmak | |
oyulmak | kazıklanmak | fiilkoyulmak |
oyun | entrika – Haldun Taner | |
oyun dışı kalmak | saf dışı bırakılmak | |
oyun kurmak | hile yapmak | |
oyun oynamak | hile yapmak |